Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Rafael Grossi, geçtiğimiz günlerde, Rusya Federasyonu’nun nükleer enerji alanındaki devlet şirketi “RosAtom”a karşı yaptırım uygulamaya hazırlanan Batı ülkelerini uyardı.
Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı atom ajansı başkanının Reuters'e verdiği röportajda da söylediği gibi, nükleer enerji alanında Rusya ile işbirliğine getirilecek kısıtlamalar, bu sektörü Avrupa ve ABD dâhil birçok ülkede çıkmaza sokacak.
Bu sektörün ana uluslararası organı niteliğindeki BM’nin UAEK direktörünün endişelerini tam da şu sıralar dile getirmesi tesadüf değil.
Gerçek şu ki; son iki yılda Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB) ve Kolektif Batı'nın diğer ülkeleri Rusya ve Rus şirketlerine karşı on binden fazla yaptırım kısıtlaması uyguladı ve bunların bariz etkisizliğine rağmen, Rus ekonomisine ve halkına zarar vermek amacıyla halen aktif olarak yeni yollar aramaya devam ediyorlar.
Moskova'nın enerji ve hammadde şirketlerine karşı yaptırımların onaylanması ve kabul edilmesine yönelik prosedürlerin her seferinde AB nezdinde şiddetli tartışmalara yol açtığını hatırlatmakta fayda var. Çünkü Avrupa, Rusya'nın petrol, gaz, petrol ürünleri, metal ve diğer tabii kaynaklarına hala ciddi bir şekilde bağımlı. Bu şekilde, Brüksel'in hidrokarbon yakıtları alanında Rusya'ya yönelik kısıtlamaları kabul etmesi en az altı ay sürdü ve en sonunda söz konusu kısıtlamalar, en az hasar verecek versiyonuyla kabul edildi ve birçok ülkenin Rus şirketlerine neredeyse hiç zarar vermeksizin enerji ve doğal kaynakları satın almaya devam etmesine olanak tanıdı.
Ve tüm bunlar da Rus petrol ve gaz sektörüne dönük........