Kürtler ile barışın devamı muhalefet ile kavga olmasın
Bahçeli’nin ilk işaretlerini verdiği çözüm süreci, Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı ile tamamlanmış oldu. Sonuçta, barış adına çok sevindirici bir gelişme yaşanıyor ve Demirtaş’ın sürece dahil olması da diğer Kürt siyasi tutukluları açısından da önemli ve umut verici bir işaret. Bahçeli de Öcalan da bu noktaya gelmekte bu kadar gecikmeseydi, onca insan, hayatını kaybetmemiş olurdu. Bu açıdan, her ikisinin de övgüyü hak ettiğini düşünmüyorum. Yine de geç olsun, ama daha fazla cana mâl olmasın diyoruz.
Umarım, Öcalan’ın çağrısının Suriye’de SDG/YPG’yi kapsayıp kapsamayacağı konusu, bu sürece gölge düşürmez. Sonuçta, Suriye denklemi, büyük ölçüde, uluslararası ve bölgesel dengeler çerçevesinde kurulacak. Bu saatten sonra, diplomatik süreçler devreye girecek. O nedenle gerek iktidar ve gerekse muhalefet çevrelerinin bu boyut üzerinden, yeniden ateşi körüklemekten kaçınmasında fayda var.
Diğer taraftan keşke, Türkiye içinde bu süreç, halihazırda olduğu gibi, özellikle ana muhalefete karşı bir hamle olarak şekillenmemiş olsaydı. Halihazırda, gidişatın “Kürtler ile barış, birlik, kardeşlik” adına çıkılan yolda, yeni düşmanlar üretme yönünde ilerlemesi, toplumsal barış ve demokrasi açısından çok ama çok kaygı verici.
Daha önce, bu sürecin demokratikleşme vadetmediğini düşündüğümü söylemiş ve yazmıştım. Kürt siyasi hareketi, Kürt meselesinin çözümünün aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi anlamına geleceğini iddia ederken kısmen haklıydı. Zira, “terörle mücadele”, başlı başına demokratik hak ve özgürlüklerin önünde engel teşkil ediyordu. Ancak, iktidarın siyasal anlayışı tümüyle........
© Dikgazete.com
