CHP ve Kürtler
İktidarın yeni Kürt siyasetinin, yeni bir açılım mı, öyleyse bu nasıl bir açılım anlayamadık. Sadece bir nokta çok açık; bu iktidardakilerin iddia ettikleri gibi bir toplumsal-siyasal barış süreci değil. Öyle olsaydı, ana muhalefet partisini bu sürece dahil etme çabası söz konusu olmalıydı. Öyle değil, dahası, halihazırda bu süreç adeta öncelikle CHP’yi yıpratma süreci olarak kurgulanmış gibi işliyor.
Önce, iktidarın dışardan ortağı MHP Genel Başkanı, şaşırtıcı bir hamle yapıyor, Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet ediyor. Sonra, CHP’den belediye başkanı olan Ahmet Özer, gözaltına alınıyor, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanıyor. Sonra, DEM partili bazı belediye başkanları için aynı yol izleniyor. CHP, Özer’e sahip çıkıp, kayyum siyasetine karşı çıkınca, teröre destekle itham ediliyor. İşin aslı faslı bir türlü anlaşılmıyor veya anlaşılmasın isteniyor. CHP’liler ise istedikleri kadar bu ikili tavrın mantıksızlığından dem vursunlar, açığa düşüyorlar.
Zaten Türkiye’de yaşananlar mantıkla, hukukla izah edilebilir olsa, bu noktaya gelmezdik. CHP’nin eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yıllarca olan biten karşısında “böyle bir şey olabilir mi?” diye sordu durdu. İktidar, ‘olabilir’ dedi, oldu. O halde, bu bir yol değil. Haksızlık, hukuksuzluk tabii ki her koşulda muhalefetin eleştiri konusu olmalı, ama iş bu kadarla bitmiyor, bu denendi, görüldü.
Şimdi de, “o halde sine-i millete dönülmeli” diyen Kılıçdaroğlu’na kulak versinler demiyorum. Nereden baksanız, akla ziyan bir öneri ve iyi ki yeni yönetim, bu yaklaşıma uzak durdu.
Benim basit bir önerim var; CHP öncelikle Kürt siyaseti konusunda nerede durduğuna ciddi bir karar vermeli. Kürt siyasetinin hangi........
© Dikgazete.com
visit website