‘AK Parti Devrimleri’
İslamcı bir yazarın Fransa’da yaşayan bir akademisyen arkadaşı, ilginç bir saptamada bulun(muş): “Türkiye’de devrim yavaş yavaş yapıldığı için çok anlaşılmadı.”
Malum, zamane devrimleri ve münhasıran Müslüman coğrafya üzerine “pasif devrim”, “sessiz devrim” zamane İslamcılığı üzerine ise “post-İslamizm” kavramları üzerinden geniş bir literatür var. Biz konunun akademik tartışma kısmına hiç girmeyelim, AK Parti sürecine odaklanalım diyorum.
Öncelikle, başlangıçta sessiz, pasif denebilecek siyasal değişim, sonradan bayağı sesli ve aktif, hatta saldırgan bir hal aldı. O nedenle, pek çoğumuz bu süreci “pek anlamamış” değiliz. 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından başkanlık sisteminin kabulü ile rejim değişikliği resmiyet kazanmış oldu. Bu değişimin siyasi hedefi ve sonucunun bir nevi tek parti ve tek adam rejimi olduğu da malum. Tam da bu nedenle, AK Parti “haklı olarak,” muhalefeti düşmanlaştırmak, hukuk yolu ile önünü kesmek dahil ne pahasına olursa olsun Erdoğan liderliğinde yola devam etmek istiyor. Zira, demokratik seçimle iş başına gelmiş olsa da “devrim” mahiyeti kazanmış bir misyon ve lider; sıradan seçimler ile değişmesi bu büyük dönüşümün önünü kesecek, bu açıdan söz konusu olan bir iktidar değişikliği değil bir “karşı devrim” sayılacak.
Konu bu şekilde netleşince olan biteni kavramak daha kolay oluyor. Pek çoğumuz, “Fransa’da yaşayan akademisyen arkadaş”ın dediği gibi bu “yavaş yapılan devrimi” çok anlayabilmiş değildi. İki gün önce bu yazıya başladığımda İmamoğlu’nun diploması henüz iptal edilmemiş ve........
© Dikgazete.com
