Hain, kukla, ihanete göz yuman bizden olabilir mi? İhanet karşısında ‘Susmaram’ diyenler bizden!..

Kim bizden, kim bizden değil?

Bu soruya cevap vermek için “BİZ KİMİZ?” sorusuna cevap bulmak gerekmez mi?

Sahi biz kimiz?

BİZ KİMİZ?

Fatih’in Torunları…

Gülümüz SAV’in özleyip, “BENİ GÖRMEDEN ÇOK SEVECEKLER.” dediği ümmetinden insanlar…

Komşusu açken tok yatmayanlar mı?..

“ÖLÜRSEK ŞEHİT, KALIRSAK GAZİ OLURUZ.” deyip, ileri atılan hatta Yavuz Ata misali “ÖLÜRSEK CENNET BİZİM, KALIRSAK DEVLET BİZİM.” diyenler mi?

“DEVLET MALI YETİM MALI.” deyip kul hakkından kaçanlardan mıyız?

Yoksa “İtibârdan tasarruf olmaz.” veciz sözünü istismar edip Milletin imkânlarını israf edenlerden mi?

Biz evlâdını kınalayıp askere gönderen, Vatan ve Millet Sevgisi ile dolu olanlardan mıyız, yoksa iyi yere gitsin diye torpil arayanlardan mıyız?

Biz yerdeki taşı bile ayağıyla itmeyip “Onun da ruhu vardır.” diye eğilip, dedelerimiz gibi alıp kenara bırakanlardan mıyız?

Biz sokağa çöp atıp, tükürenlerden miyiz yoksa çöpleri cebine koyanlardan mıyız?

Biz annemizi pijamalı görmedik, çamaşırlarını nerede yıkayıp kuruttu bilmedik.., Şimdi sokağı gören balkona iç çamaşırlarını asıyor kadınlarımız..

Biz hangi taraftayız?

İhânet gördüğünde itiraz eden, hatta müdâhale edenlerden miyiz? Yoksa menfaati için ihânete göz yumanlardan mı?

Millî Menfaatlerimiz için gözünü budaktan sakınmayanlardan mısınız, yoksa en küçük menfaat için şahsiyeti, namusu dâhil satanlardan mısınız?

Biz 20-22 yaşlarında Hılf-ül Fûdul adlı Adâleti Tesis Örgütü kuran Hz. Peygamberimiz SAV’den yana mıyız yoksa Mekkeli hırsızlardan yana mı?

Bedir Meydanı’na, Uhud’a çıkanlardan mıyız, evinden çıkmayanlardan mı?

Malazgirt Meydanı’a, Sakarya’ya, Kocatepe’ye koşup, düşmanla boğaz boğaza dövüşenlerden miyiz, yoksa yatıp, savaştan sonra madalya kuyruğuna giren alçaklardan mı?

Koca Seyid’in, Ulubatlı Habsan’ın, Sudanlı Musa’nın, Kürşâd’ın, Hamza’nın, Korkut Ata’nın, Yesevî Hocamın izinde miyiz, yoksa korkak ve aciz Damat Ferit’in........

© Dikgazete.com