Kökler dağdadır, dallar güneyde: Vaynah anayurdundan Urartu’ya bir medeniyet akışı |
Tarih kitapları bize medeniyetin hep güneyden kuzeye, Mezopotamya’dan Kafkasya’ya taşındığını anlatır. Ancak bazen nehirler tersine akar. Elimizdeki filolojik ve etimolojik kanıtlar ise daha farklı bir şey söylüyor: Belki de Urartular, Kafkasya’nın sarp dağlarından kopup güneye inen, orada devletleşen ama dillerini ve ruhlarını “Kuzeyli” atalarından alan bir halktı.
Baysultanov Dadàš’ın Hurri-Urartu ve Vaynah (Çeçen-İnguş) dilleri üzerine yaptığı karşılaştırmalı çalışma, bugüne kadar “benzerlik” olarak geçiştirilen bağın, aslında bir “ana gövde-dal” ilişkisi olduğunu gösteriyor. Ancak bu ilişkide ana gövde, sanılanın aksine Güney'de değil, Kuzey'de; Kafkasya'nın kalbindedir.
Peki dağların dili ovalara inerse ne olur?
Eğer Urartular Mezopotamya kökenli olsaydı, dillerinin bugün Sami dilleriyle (Arapça, İbranice, Akkadca) akraba olması gerekirdi. Oysa Urartu dili, yapısal ve kelime hazinesi bakımından bu aileye tamamen yabancıdır (Diakonoff & Starostin, 1986). Urartu dilinin yaşayan tek akrabası, binlerce yıldır Kafkasya'da yerleşik olan Vaynah/Çeçen dilidir.
Bu durum, tek bir gerçeğe işaret eder: Urartular, Kafkasya’daki ana kitleden ayrılıp Van Gölü havzasına inen bir uç beyliğidir (Sagona, 2018).
Taş tabletlerdeki kelimeler, bu kuzeyli kökenin genetik kodlarına yönelik kuvvetli işaretler sunuyor bize (Baysultanov, 1993):
Bir dilin temel kelimeleri (baba, kardeş, yemek,........