Golyat’a direnen Davut: Arkeoloji
Bugün, kişisel bir nefretin ve toplumsal zararın müsebbibi olan yağmacılar üzerine birkaç söz etmek istiyorum. Yaklaşık yüz yıllık tarihi olan sistematik arkeoloji disiplininin gayesi olan “anlamak”, popüler yayınların söylediğinin aksine bir hazine avı oyunu yahut zenginliğin kısa yolu olmaktan çok daha fazlasını ifade eder.
Yardımcı disiplinlerin mühim ve olmazsa olmaz rollerini de inkâr etmeden, arkeoloji, bir kültür inşa etmekten tutun mahir ellerde kökleşmiş inançları tepetaklak etmeye ve zifiri karanlığa boğulmuş bir insanlık tarihini yeniden gün yüzüne çıkarmaya kadar çeşitli gayelerin tümü için bir dört yol ağzıdır.
Tam manasıyla “bilim” halini almadan, ve esas getirileri anlaşılmadan önce, her ne kadar serüvenperest ve varlıklı kimselerin, koleksiyonerlerin, avcıların gözde arayışlarından olsa da bu alan; esas nüvesi itibarıyla varlık gayemizin temel unsurlarından biri olan “hakikati bilme arzusu” ve bu arzuyu araştırma, gözlem ve ispat ile “gerçek” haline getirmek olarak açıklanabilir.
Fakat ne yazık ki bu saf ve yüksek ideal, uzun zaman boyunca açgözlülüğün gölgesinde kalmıştır. Modern definecilik, bilimsel merakın değil, maddi çıkarın ürünü olarak doğmuş; bir kültürü anlamaya değil, onu parçalamaya hizmet etmiştir. Bugün Anadolu’nun hemen her bölgesinde, bir dedektör, bir kazma ve birkaç söylentiyle yola çıkan insanlar; yalnızca toprağı değil, o toprağın hafızasını ve esas hazinesini de yaralamaktadır. Her şeyin en iyisini bildiğini iddia eden bu zırcahil, aşağılık hırsızlar farkında olmadan (ve bazen bilerek)........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein