Zulme susanlar toplumu eksiltir, ortak olanlar çürütür

Bazı cümleler insanın zihnine bir çivi gibi çakılır; susturulamaz ve kolayca da unutulmaz. Bir kez duyuldu mu insanın iç dünyasında yankı yapmaya devam ederler. Al Pacino’nun ‘Kadın Kokusu‘ filmindeki efsanevi mahkeme sahnesinde söylediği o söz de onlardan biridir:

“O, kendi geleceğini satın almak için bir başkasını satmaz.”

Bu replik yalnızca bir karakter savunması değil, her çağda yeniden sorulan çıplak bir ahlak sorusu:

Bir insan, kendi konumunu korumak ya da yükseltmek uğruna başka bir insanı feda ederse gerçekten bir gelecek kazanmış olur mu?

Yoksa satın aldığını sandığı şey, korkunun ürettiği bir güvenlik ilüzyonundan mı ibarettir?

Otoriter iklimlerde bu soru basit bir vicdan muhasebesi olmaktan çıkar; doğrudan bir hayatta kalma sınavına dönüşür. Güç, bireylere örtük bir sözleşme sunar:

Bana dokunma, güç gösterilerime itiraz etme, ses çıkarma; karşılığında korunursun.”

Ne var ki tarihsel deneyimler şunu gösterir: Sistemlerin sunduğu şey geleceğin güvencesi değil, yalnızca bugünün konforudur. Sadakat kalıcı bir teminat üretmez. Dün işe yarayan itaat bugün ‘yetersiz’ bulunabilir. İnsanın başkalarını satarak geleceğini güvenceye aldığı inancı da tam bu nedenle büyük bir yanılsamadır.

Bu yanılsama yalnızca bireysel korkudan değil, iktidarın kendini sahneleyiş biçiminden de beslenir.

Sert kararlar, beklenmedik cezalar ve gözdağı niteliğindeki uygulamalar zamanla bir siyasal sahne gösterisine dönüşür. Ama amaç tek tek bireyleri susturmak değildir yalnızca; asıl hedef kalabalığa şu mesajı vermektir:

İstediğimi yapabilirim. Kontrol bende.”

Psikoloji bilimi bunun gerçek bir güç fazlalığından değil, gücü kaybetme korkusundan kaynaklandığını söyler. Gücü sarsılan ve ülkeyi sağlıklı biçimde yönetme becerisini yitiren iktidar, kaygıyla sertleşir; hukuk dışı uygulamalara sarılır. Kendi panik odasına kapandıkça gözleri kör, kulakları sağır olur.

Halk ise daha fazla korkar; çünkü mantığın geri çekildiği yerde insan başına ne geleceğini öngöremez. Oysa bu tablo çoğu zaman iktidarın kaçınılmaz çözülme sürecinin........

© Diken