Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür
Anne baba olmak, çoğu zaman geçmişle bir yüzleşme biçimi. Birçok ebeveyn, kendi çocukluğunda maruz kaldığı sevgisizlik, aşırı otorite ya da duygusal ihmal gibi deneyimleri unutmaz, hatta içselleştirir. Ve içinden bir söz verir: “Benim çocuğum bunları yaşamayacak.” Ancak bu söz zamanla ‘Asla üzmeyeyim‘, ‘Hep yanında olayım’, ‘Ne isterse vereyim’ gibi uçlara savrulur. Travmadan koruma gayesi, sınır koymaktan kaçınmaya dönüşür.
Oysa çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür. Tıpkı bir bahçeyi koruyan çit gibi, sınır çocuğu hem sarar hem büyütür. Haritasız kalan bir çocuk, hayatın ilk çıkmazında yönünü kaybeder.
Bu noktada temel kavramları tanımlamak önemli: Sınır ve travma.
Sınır, bireyin duygusal, fiziksel ve psikolojik alanını belirleyen görünmez çizgilerdir. Çocuğa ‘Senin bir alanın var ve başkalarının da‘ mesajını verir. Psikolog Nina Brown’a göre sağlıklı sınırlar bireyin hem kendini hem başkalarını koruma becerisidir.
Travma ise yalnızca büyük acılarla sınırlı değildir. Klinik psikiyatrist Bessel van der Kolk’un ifadesiyle, “Travma, başa gelen değil, başa gelen karşısında içsel düzenin bozulmasıdır”. Her “Hayır” travma yaratmaz; her “Evet” güven inşa etmez. Tutarsız, belirsiz, kuralsız bir ortam da çocuğun ruhsal yapısında çatlaklar oluşturabilir.
Sınırın uzun vadeli etkilerini anlamak için yapılan bilimsel araştırmalar, çarpıcı veriler sunar.
Çocuk gelişimini anlamak adına en iyi çalışmalardan biri, 1970’lerde Stanford Üniversitesi’nde yapıldı. Psikolog Walter Mischel, dört yaşındaki çocuklara bir marshmallow verip şunu söyledi: “Şimdi yemezsen, ben döndüğümde sana bir tane daha vereceğim.”
Bazı çocuklar sabretti, bazıları marshmallowu hemen yedi. Yıllar sonraki takip çalışmalarında görüldü ki sabredebilmiş çocukların okul başarısı daha yüksek, sosyal ilişkileri daha güçlü ve stresle baş etme becerileri daha gelişmişti.
Bu deney, öz denetimin ve sınır tanımanın, gelecekteki yaşam doyumu üzerinde belirleyici rol oynadığını gösterdi.
Çocuğa “Bekleyebilirsin”, “Her şey hemen olmaz”, “Şimdi değil” demek,........
© Diken
