menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Elinden çıkanı kulağın duysun

18 0
18.05.2025

mustdagistanli@gmail.com

Sevgi Soysal’ın şu itirafı bize bir şey diyor:

“… ben aslında cümlelerimin zorluğunu radyo için konuşmalar yaparken anladım. Spikerlerin isyanlarıyla.”

Sevgi Soysal 1960’ların ortalarında TRT Radyosu için sohbetler, programlar yazıyordu. 1965’te kendisiyle yapılan mülakattaki bir soru üzerine itiraf etti spikerlere neler çektirdiğini. (Tekliğin Türküsü – Kitaplaşmamış Metinler, İletişim Yayınları.)

Biz gözümüzle okuruz kendi yazdığımızı, gözümüzle yazarız, bu arada duyduğumuzu da sanırız kağıttaki metni. Bu her zaman mümkün değil galiba. Yazdığınız cümlenin, ardarda gelen cümlelerin, tüm metnin nasıl ses verdiğini bilmek önemli. Tekliyor mu, sarkıyor mu, akıyor mu? Sesi nasıl?

Bu ses meselesini eskiden beri önemserim, yazmakta olduğum metnin sesini duyduğumu da sanırım. Meselenin farkındayım ya, yeter!

Geçen yıl küçücük bir grup ilkokul, ortaokul çocuğuyla internette sohbet ediyordum, konu konuyu açtı, bir gün Anekdotlar kitabından bir hikaye okudum onlara. Okurken bir boşluğa düştüğümü hissettim, bir anlam boşluğuna. Kurmuş olduğum cümleler düzgündü düzgün olmasına ama bir anlam tınlamıyor gibi geldi bana. Gözüyle okuyan birine belki bir şey ifade edecekti o kısa metin, ama seslendirince..?

Beni rahatsız eden, belki de kendi sesimi işitememekti. Başkalarının hayatından minik hikayeleri pek çok durumda onların cümleleriyle anlatırken kendi cümlem güme mi gitmişti, kendi sesimi mi kısmıştım?

Yazı yazan birinin her metni aynı sesi çalmayabilir ama eğer kendi sesini bulmuş birinden bahsediyorsak, o ses her metinde duyurur kendini. Duyurmaz mı?

Altında imzasını görmesem de şu metnin ‘Ataç’ dediğini duyarım, anlarım:

“Herkeslerin konuşmasına, şairlerimizin diline özeniyorum da onun için böyle yazıyorum. Başarabiliyor muyum, başaramıyor muyum, o ayrı bir iş. Ama bilmiş olun: sizin yazdığınız dil sessiz bir dildir, yalnız gözle okunsun diye dizilmiş kara kara birtakım işaretler, işte o kadar. Bir şey duyurmuyor insana. Bellediğinizi değil, düşündüğünüzü söyleyip de söylediğinizi kulağa........

© Diken