Yeni binada eski ruhla hizmet
Tabelasını ta Şükrübey metrobüs durağının üst geçidinden gördüm. Gördüm ve içimden bir “Eyvah” geçti. Aldığım istihbarat yanlış mıydı yoksa? Görünüşe bakılırsa pek bir geçmişi yok. Altında bulunduğu bina yeni, bilemediniz iki üç yıllık. Gayet modern çizgilere sahip, sağlam görünüşlü, gıcır gıcır bir apartman.
Kalktım ta Avcılar’a gittim, üstelik bir arkadaşımla buluşmak için sözleştim. Neyse ki etrafı gezmek için vaktim var, olmadı listemdeki diğer seçeneklere bakarım.
Köşedeki Restaurant -ismiyle müsemma- Reşitpaşa Caddesi ile Aslı Sokak’ın tam köşesinde. Girişi cadde tarafından. Her iki bira firmasının renklerini verdiği küçüklü büyüklü tabelaları var.
Önyargılarım beni ele geçiremeden akıl ettim de hazır kapısına kadar gelmişken girdim içeri. Daha girer girmez o eski ruhu tanıdım. Masalar, örtüleri, sandalyeler, duvardaki çerçeveler, hatta havalandırma sistemi bile “Doğru yerdesin” diyordu.
İçeride bira içen tek-tük müşteri var. Uzunca bir salon. Mutfak, salonun sonunda. Sonradan sahibi olduğunu öğrendiğim beyefendi, salonun ortasında karşıladı. Akşamüstü gelmek istediğimi söyleyip uygun bir dille mekânın kaç yıllık olduğunu sordum. “İki yıllık” dedi, “Ama kentsel dönüşüme girip yıkılmadan önce de en az bir 25 yılı var.”
Tahmin etmeliydim, burası Avcılar en nihayetinde. 99 depreminde İstanbul’da en çok hasar alan yer. Üzerinden 26 yıl geçti, eli kulağındakine çoktan hazır olmalıydı bile.
Yeni bir plan yapmama gerek kalmadı. Birkaç saat sonrası için iki kişilik yerimi ayırtıp düştüm yollara.
Hiç bildiğim bir yer değil Avcılar. Depremden sonra arkadaşlarıma, bir de İstanbul Üniversitesi kampüsüne gelmiştim 20-25 yıl önce. En son da geçen mart, Barbaros Cafe&Restaurant’a uğramış, ama çevreyi gezememiştim.
Deniz kenarına indim, balıkçı barınağında çay içtim, sahilde yürüyüş yaptım. Anlaşılan sazlı-sözlü eğlence hayatı daha çok sahilde konuşlanmış. Başka bir şehirde, küçük bir seyahatteymişim gibi oldu. Eğer yoğun saatlerde binmezseniz metrobüsle Mecidiyeköy’den 45 dakika filan ama, işte, bir vesile gerek. Benimki meyhane ziyareti, siz de bulursunuz bir tane. Olmadı kopya çekin, ele vermem.
Arkadaşımla 18:00 için sözleşmiştik, ben bir saat öncesinden döndüm restorana. Etrafı süzüp notlar alacağım. Aynı beyefendi karşıladı, ortalarda, cam kenarı bir masa gösterdi. Hiç itiraz etmedim, salon pek uzun, girişe ya da en sondaki masalara oturursam ortama pek hâkim olamam gibi geldi.
Bu kadar yürüyüşten sonra bir birayı hak ettim tabii. Tabelaların vaat ettiği gibi iki firmanın da bira çeşitleri var. Genellikle tercihim, tek fabrikada üretilen marka.
Sağ duvar dibinde yedi masa, bitiminde adisyonların tutulduğu banko, arkasında mutfak, sonda da tuvaletler var. Erkeklerde bir pisuvar, klozetli bir kabin. Kadın tarafı da tek kabinli. Gayet temiz.
Sol taraftaki pencere kenarlarında 11 sıra masa var.
Salonun başında ve sonundaki ekranlarda TRT Spor açık, sessizde, tam tepemdeki ekranda da müzik yayını........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein