Dünyayı değiştiremeyen 12 kadın!

Gök Kubbe’nin altında 12 kadın bir karar verecekti.

Bir kuyruklu yıldız geçecekti üzerlerinden…

Yargıç değillerdi ama yargılayacaklardı.

Hiçbiri onun hikayesini tam bilmese de…

Gördüklerine değil düşündüklerine inanarak…

Toplumun kendilerine dayattığı yaşamın, kendilerini kullanan ve kendilerinin kullandığı erkeklerin, öteki olmanın yükünü ona yükleyerek kendi yüreklerini soğutmak için…

12 kadın, başka bir kadın için karar vermeliydi. Adalet mi, öfke mi kazanacaktı?

Gök Kubbe oyunundan bir sahne. Fotoğraf: İBB

18. yüzyıl İngiltere… James Watt buhar gücünü sanayide kullanılacak hale getirmişti. Gerçi M.S. 50’lerde filan İskenderiyeli Heron buharın gücünü bulmuş ama yalnızca tapınak kapılarını uzaktan açmak için kullanmıştı.

James’in buluşu ise ‘Sanayi Devrimi’ kavramını dünya tarihine hediye edecekti. İngiltere’de ve dünyada değişiyordu hayat…

Yalnızca tekstilde otomasyon sağlanmamıştı. Feodal kültürden kent kültürüne geçiliyordu.

Çiftçiler ve senyörlerden, girişimci burjuvalar ve işçilere dönüşüm başlıyordu.

Kentlerde yaşayan nüfus hızla çoğalırken, kırsalda nüfus azalıyordu. Bazı topraklar el değiştiriyor, yeni bir zengin sınıf ortaya çıkıyordu. Ünlü Oliver Twist romanı da bu süreci anlatır.

Peki ya toplumsal zenginliğin bölüşümü?

Ya kentleşmenin getirdiği anonimleşmenin yukarı çektiği suç oranları?

Şehir tiyatrolarının yeni oyunu ‘Gök Kubbe’ bu çelişkili gelişmeleri, yoksul bir........

© Diken