“Zülfeli Amca çok kızmıştı. Tilki bir boşluktan yararlanmış, onun bütün tavuklarını çalmıştı. Zülfeli Amca tilkiye kızsa da başkaları gibi omuzuna tüfeğini alıp tilki avına çıkmadı. Ahıra civcivleri doldurdu ve kapısına tuzak kurdu. Tilki da tuzağa düşünce ahırda bir sandalyede oturdu ve eşi Dünya hanımdan meyini istedi. Dünya Hanım meyi getirince de sabaha kadar durmadan mey çaldı. Bütün komşular toplanmış Zülfeli Amca ile tilkiyi izliyorlardı. O mey çaldıkça tilki kendisini korkudan bir sağ duvara bir sol duvara vuruyordu. Sabah olduğunda artık tilki ahırın ortasında ayakları havada baygın yatıyordu. Herkes Zülfeli Amca’nın baygın haldeki tilkiyi öldüreceğini düşünüyordu. Ama o tilkiyi öldürmedi. Meyi iç cebine koydu, tilkinin yanına gitti ve şöyle dedi: “Şimdi gitmene izin veriyorum. Git ve bütün nesline de ki, Alarlar Kızılbaşların komutanlarıydılar ve eski dönemlerde yol keser, kervan basarlardı. Onların kapısından, ahırından bir tavuk bile çalmayacaksınız!”
Acı Ovası’nın küçük çobanı Prof. Cemil Hesenli, “Zamanın Sınavında” (Zamanın Sınağında) ismini verdiği biyografik eserinde 1950-1960 yılları arası çocukluğunu anlatırken, Acı Ovası ve çevresinde yaşayan Zülfeli’yi, Aşık Beyler’i,bir romanı baştan sona okuduğu için ilk kez köyde kurulan Domuz Çiftliği’ne müdür atanan Haşım’ı, yazarın amcası çoban Sadık’ı büyük bir coşku ile anlatmaktadır. Yazar tarihçi olsa da eserinde çocukluğunu, köy hayatını, şahit olduğu olayları çok akıcı ve gerçekçi bir biçimde okuyucuya aktarmayı başarmıştır.
Acı Ovası Azerbaycan’da Salyan ile Bilesuvar arasındadır. Salyan ünlü düşünür Ali Bey Hüseyinzade’nin yurdudur. Hayvancılıkla uğraşan Salyan ve Bilesuvar köylüleri hayvanlarını her yıl Acı Ovası’na götürürler.1960’lı yıllarda o bölgede hayvancılık yapan yazarın amcası çoban Sadık, oğlu olmadığı için Cemil’i, daha doğrusu eserdeki Arif’i yanına alır. Bu kısa çobanlık dönemi Cemil için kendi deyimiyle önemli bir hayat okulu olmuştur.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyet Azerbaycan taşrası kitapta adeta bir film gibi okuyucunun gözleri önünde canlandırılmaktadır. Ekonomideki zorluklar, açlık korkusu, insanların trajikomik davranışları gerçekçi örneklemelerle sunulmaktadır.
1950-1960 arası yıllar Sovyetler Birliği’nin en çalkantılı dönemidir. Uzun süren bir savaştan sonra Stalin ölmüş, yerine gelen Kruşçev bütün ülkede üretimde........