menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Birik: “Kelimeleri Çok Önemsiyorum; Kökenlerini, Nereden Geldiğini, Eşyaya Neden O İsmin Verildiğini…”

14 1
18.01.2025

2024 Mayıs’ta “Yedi Yılanlı Kavuk” adıyla bir öykü kitabı yayımladınız. Kitabınızın adı gerçekten ilgi çekici. Çocukluğumuzda dinlediğimiz, okuduğumuz masalları, meselleri anımsatıyor bu ad. Nerden aklınıza geldi böyle bir kitap adı? Yılan ilkçağlardan bu tarafa sanat, edebiyat, tarih, bilim gibi alanlarda ölümsüzlük, yeniden canlanma, korku, hile gibi sembolik anlamlar barındırmıştır. Tasavvufta yılan kötülüğün, nefsi emmarenin sembolü olarak ifade edilir. Yılan sizin kitabınız için hangi sembolik anlamlar barındırıyor?

Yılan eğretilemesi kitabın geneli için sembolik bir şey ifade etmiyor ancak kitaba adını veren öykü için aynı şeyi söyleyemem. Öyküde, karakter hissettiği haset duygusundan ötürü bir başkasına zarar vermeyi planlıyor fakat karşı taraf daha akıllıca davranarak karaktere bir ders veriyor. Bu ders verme sürecini yedi aşamada anlatarak nefsin mertebelerine gönderme yapmaya çalıştım.

Nefsin terbiye edilme süreci de nefsi emmareyle başlar. Yani kişi önce içindeki o karanlık tarafı-yılanı-terbiye etmelidir. Bu yüzden öyküde yılan sembolünü kullandım. Kitabın en güçlü öykülerinden birisi olduğu ve ilgi çekici bulunacağını düşündüğümüzden, yayıneviyle birlikte isminin ‘Yedi Yılanlı Kavuk’ olmasına karar verdik. Ayrıca, bu ismin çağrışımsal olarak da kitabın genel, masalsı yapısına uygun olduğunu düşündük.

Kitabınızın ilk öyküsünün adı “Pastoral Senfoni” adından tutun metnin içindeki müzik terimlerine kadar müzikten anlayan bir kalemden çıktığı belli oluyor. Bir diğer öykünüz “Yedi Yılanlı Kavuk”da aynı şekilde musiki terimleri barındırıyor. “Pastoral Senfoni”de yüksek, elit kültüre mensup insanlarca dinlenen klasik batı müziği, senfoni bir temizlikçinin bir günlük mesaisiyle bir arada sunuluyor. Ortaya ironik bir durum çıkıyor. Kaleminiz de ironiye yatkın. Neler söylersiniz bu öykünüzle ilgili?

Bu öykü aslında bir sosyolojik imgelem olarak algıladığım göç kavramı üzerine yazılmıştır. Göç sadece bir yerden bir yere gitme, yer değiştirme meselesi değildir. Kişi, kendi başına bireysel tercihiyle bile göç ettiğinde düzende, toplumsal yapıyı etkileyen bir eğri oluşur. Göç eden ve göç alan arasındaki uyumsuzluk belki de bir nesilden daha fazlasını etkileyebilir.

Pastoral Konçerto öyküsünde de 90’lı yıllarda terör nedeniyle Güneydoğu Bölgesinde bazı köylerin........

© dibace.net


Get it on Google Play