2025 Yıl Sonu Edebiyat Değerlendirmeleri-III: Adnan GERGER
Bu ülkede bu sığ anlayış devam ettiği müddetçe yeni yıldan da hiçbir şey beklemiyorum. Giderek artan distopik endişelerim var. Ben edebiyatın dijital yabancılaşma karşısında, sadece bir kaçış alanı değil, aynı zamanda eleştirel bir direniş noktası ve insanlık durumunun etik laboratuvarı olma sorumluluğunu daha cesurca üstlenmesini istiyorum. Yazarların form, içerik ve anlatım açısından radikal denemelere girişmesini bekliyorum. Buna da izin verilmeyeceğini biliyorum. Ne de olsa ana akım yayınevlerinin istedikleri biçimde yazan ve çok satan üç-beş yazarı var ve edebiyat da bunlardan ibaret sayılıyor…
2025 yılı edebi anlamda sizin için nasıl geçti?
Edebiyatı bir yaşam biçimi olarak seçmiş bir insan olarak çok okudum çok yazdım…
Bu yıl okuduğunuz ve sizde iz bırakan üç kitap adı söyler misiniz?
Audrey Magee’nin Koloni, Vigdis Hjorth’un Miras, Han Kang’ın Vejetaryen adlı kitapları…
Türk edebiyatında bugün karşılaştığımız en büyük sorun yazmak mı, yayımlanmak mı, okunmak mı?
Bu sorunlar, simbiyotik ilişkilerin doğurduğu sorunlardır. Kapitalist bir yaklaşımının gereği olan kültür endüstrisinin yarattığı derin sorunlar silsilesidir. İlle, Türk edebiyatının güncel sorunlar yelpazesini mimlememiz gerekiyorsa, şöyle diyebiliriz:
“Yazmak eyleminin varoluşsal sancıları yayınlanma sürecinin piyasa dinamikleri ve okunma ediminin kültürel alınganlığı bir üçgen oluşturur. Ancak, bu üçgenin en kritik ve çözüm bekleyen köşesi, nitelikli üretimin sürdürülebilirliğini tehdit eden okunma sorunudur. Bu, salt okur sayısının azlığı değil, okurun nitelikli metne ulaşma ve onu anlama çabasının; yani edebî esere ayrılan toplumsal zamanın ve entelektüel emeğin azalması sorunudur. Türk edebiyatının........© dibace.net





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden