menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

20 Yanvar 1990

16 1
20.01.2025

“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün. / Azadlıq yolunda can verenlere.”
(“Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun” diyorum)”
Bahtiyar Vâhapzâde

GENEL

Azerbaycan Türkçesinde Yanvar, Ocak ayını ifade eder. Azerbaycan tarihinde müstesnâ bir tarihi ifade eden 20 Yanvar 1990 ise Azerbaycan halkının kızıl tahakkümden kurtulmak, istiklâl ve âzadlık (özgürlük) için kendi kanlarıyla yazdığı bir tarihtir, acı ve şerefli bir gündür, Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile değil bunun da ötesinde şan ve şerefle hatırlanacak bir gündür.

20 YANVAR’A UZANAN SÜREÇ

20 Yanvar Katliamının öncesi ve sebebi Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin (SSC) [1] talepleri ile yakından ilgilidir. Ermenilerin, Azerbaycan’a yönelik artan toprak talepleri karşısında Azerbaycan SSC’deki [2] büyük bir Azerbaycan Türkü kitlesi gâleyana gelmiş ve “Ermeniler Dışarı” sloganları atarak yürüyüşler yapmıştı. Buna misilleme olarak Ermenistan SSC’de [3] yaşayan çok sayıda Azerbaycan kökenli Türk de bu ülkeden kovulmuştur. Bu yükselen tansiyon ortamında Bakü’de 13 Ocak 1990 tarihinden itibaren başlamış olan olaylar Moskova tarafından Ermenilere yönelik bir katliam olarak addedilmiş ve Bakü’deki bu (sözde) katliamını durdurmak üzere SSCB Komünist Partisi Genel Sekreteri Gorbaçov’un SSCB Anayasası’nın 119 ve Azerbaycan SSC Anayasası’nın 71. maddesine aykırı olarak imzaladığı kararnâmenin ardından modern silahlarla donatılmış 40 bin kişilik bir Kızıl Ordu kuvveti Azerbaycan’a gönderilmiştir.

KANLI 20 YANVAR

Tarihte bir halkın kahramanlık ve matemi aynı günde yaşaması pek nâdir görülen bir durumdur. Azerbaycan tarihinde de 20 Ocak 1990 şan, şeref, kahramanlık ve derin hüzünle dolu bir gündür. O gün Bakü’yü havadan, karadan ve denizden kuşatan Kızıl Ordu birlikleri, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı talebiyle meydanlara dökülen büyük halk kitlelerine tanklarla ve ağır makineli silahlarla saldırarak kanlı ve utanç verici bir katliam gerçekleştirmiştir.

Kızıl Ordu’nun Bakü’ye saldırısını halktan ve dış dünyadan gizli kalmasını sağlamak üzere 19 Ocak günü saat 19.30’da KGB (SSC İstihbarata Teşkilatı)’nin özel Alfa Grubu, Azerbaycan devlet radyo televizyonu enerji blokunu bombalamıştı. 19-20 Ocak gecesi de SSCB’nin çeşitli bölgelerinden gelen, Ermeni asıllı subayların ve askerlerin de içinde bulunduğu Kızıl Orduya mensup 40 bin kişilik büyük bir askerî güç, millî özgürlüğü ve ülkesinin toprak bütünlüğü uğruna mücâdeleye başlamış Azerbaycan halkını sindirmek üzere vahşice Bakü’ye saldırmıştı. Bu vahşi saldırı aynı zamanda SSCB’nin boyunduruğu altındaki özgürlük isteyen diğer halklara da gözdağı verme maksadı güdüyordu.

Bakü’ye giren modern silahlarla donatılmış Kızıl Ordu birlikleri, çocuk, kadın ve yaşlı demeden savunmasız halkın üzerine ateş açmak ve kurşun yağdırmak suretiyle eşi görülmemiş kanlı bir katliam gerçekleştirmiştir. Katliamın ertesi günü 21 Ocak sabahında Kızıl Ordu birliklerinin geçtiği Bakü sokaklarında korkunç bir manzarayla karşılaşılmıştır. Kızıl Orduya ait tank ve zırhlı araçları durdurmaya çalışan nice Azerbaycan Türkü katledilmişti. Resmî bilgilere göre 20 Ocak Bakü Katliamı’nda 132 Azerbaycanlı şehit olmuş, 612’si ağır yaralanmış ve 841’i de hapse atılmıştır. Bu katliam üzerine Azerbaycan SSC’de olağanüstü hâl ilan edilmiş ve sonrasında binlerce bağımsızlık yanlısı Azerbaycan Türkü de tutuklanmıştır.

21 Ocak ve sonraki günlerde Kızıl Ordu, Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri olan ver ülkenin batısındaki Gence, ülkenin güneyinde ve Hazar Gölü kıyısındaki Lenkeran şehirleri ve diğer bölgelerinde on beş Azerbaycan vatandaşını daha katletmiştir. Bakü halkından bir buçuk milyon kişi 23 Ocak 1990 tarihinde şehitlerini, sokak başlarını tutan Kızıl Ordu tanklarının tehdidi ve yüksek binalara yerleştirilmiş Kızıl Ordu mensubu keskin nişancılarının namluları altında Şehitler Hıyâbanı’na [4] defnederek ebediyete uğurlamıştı. O gün Bakü, Kızıl Ordu tarafından katledilen Rus, Yahudi ve başka milletlere – dinlere mensup olan insanları da ebediyete uğurlamıştır. Yaşanan katliam, resmî otorite eliyle de olsa terörün din ve milliyet tanımadığını göstermiştir.

Kızıl Ordu birlikleri daha sonra da Azerbaycan egemenliğindeki Dağlık Karabağ bölgesinde ikâmet eden Ermenilere destek vererek bu bölgenin yakın gelecekte Karabağlı Ermeniler ve Ermenistan tarafından gerçekleşecek işgâline yardım etmiştir.

Moskova için protestocu Azerbaycanlıları cezalandırmaktan da öte, artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek tüm Sovyet cumhuriyetlerine de bir gözdağı verme maksadı güden Kızıl Ordu’nun bu vahşi operasyonu, gerek Azerbaycan Türkleri gerekse de SSCB tahakkümündeki diğer halklar nezdinde tam aksi sonuçlar doğurmuş, Azerbaycan Türklerinde büyük tepkilere sebep olmuş, Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan’da ve diğer Sovyet cumhuriyetlerinde milliyetçilik akımını ve bağımsızlık talebini hızlandırmış, Azerbaycan Türkleri nezdinde de Sovyet yönetiminin topluca reddine neden olmuştur.

KARANFİL AĞLAR MI?

Azerbaycan’da karanfillerin çok büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin ve millet sevgisinin sembolü olup ancak güzel ve mutlu günlerde değer atfedilen muhataba hediye edilir. Bu nedenle karanfiller Azerbaycan’da hep güler. Ancak Karanfil’in Azerbaycan........

© dibace.net