Maskemiz ve Biz

Düğün fotoğraflarımızın son hâlini gözden geçirirken, fotoğrafçı: “Yüzünün sağ tarafındaki şu beni silelim, alnındaki çiçek yarasını da belirsiz hâle getirelim.” demişti. Ben de yüzümdeki hatlara dokunmamasını ve onların olduğu gibi kalmalarını istemiştim. Zaten o fotoğraf karesi için gerekli hazırlığı yapmış ve kendime çekidüzen vermiştim. Ekran üzerinde yapacağı fazladan müdâhaleye ne gerek vardı? Fotoğrafçı yüzünde şaşkınlık ifadesiyle bana şöyle bir baktı. İçinden geçenleri okuyamamış olsam da akıl sağlığımla ilgili bâzı tahminlerde bulunabileceğini düşündüm. Çünkü çoğunluğa ait bir temâyülün zıddı gibi görünen bu talebim onun açısından çok da anlaşılabilir değildi sanki.

Güzel bir an, güzel fotoğraf kareleri ile kalıcı hâle getirilmeliydi ama ben de o anı yaşayan birisi olarak orada kalmalıydım. Yıllar sonra baktığımda geçmişteki simamı olduğu hâliyle görebilmeliydim. Şimdi yakın çevremdeki bazı insanların düğün fotoğraflarına bakıyorum ve bu kareleri sahipleri ile eşleştirmekte zorlanıyorum. Mesela bir akrabamın düğün fotoğrafında, fotoğrafçı elinin ayarını iyice kaçırmış ve onu bebek yüzlü bir insana dönüştürmüştü. Aslında hiç de öyle olmadığını bildiğim kırk yıllık akrabamın o fotoğraftaki görüntüsünü her gördüğümde gülümserim ve fotoğrafı da bana yabancı biriymiş gibi gelir. Dedelerimizin ve ninelerimizin fotoğraflarıyla da öyle oynansaydı eğer, hâfızalarımıza kazıdığımız o yüz hatlarının gerçeğini hiçbir zaman öğrenemeyecektik belki de.

Yine özel günlerde ya da düğünlerde, bazı tanıdıklarıma bakıyor ve günlük hayattan bildiğim bu insanların burada tanınmaz hâle gelmiş olduklarını görüyorum. Aslında herkesin kendine özgü güzel bir çehresi ve tarzı varken, çok abartılı ve fazla gösterişli kıyafetleri içerisinde, onları sinema yıldızlarına dönüşmüş bir vaziyette buluyorum. Bu insanları biraz dikkatle incelediğim zaman, gördüğüm o abartılar ve fazlalıklar, üzerlerinde hep eğreti duruyor sanki.

Toplum önüne çıkarken elbette ki gündelik kıyafetlerden de çıkılmalıdır, insicamlı ve bakımlı bir tarz benimsenmelidir. Özel günler ve davetler için ayrıca hazırlık yapmak doğru olan bir davranıştır. Tozunu alıp cilasını atmak babından öz bakım gereklidir ve bu, evvela insanın kendisine olan saygısının göstergesidir. Günlük hayatında da bunu mâkul bir seviyede tutabilmelidir. Fakat başka bir kişiliğe bürünmek, kendi tarzı ve tabiatından çok uzaklara savrulmak, ekranlardan gördüklerine özenip onları taklide kalkışmak ve hâline göre hâllenmemek bana her zaman yapay gelmiştir.

Sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik durumunu bildiğim ve çocukluğundan bu yana tanıdığım bâzı gençlerin ve de kendi çocukluğumdan beri tanıdığım bazı insanların, bilindik dijital mecralardaki paylaşımlarıyla karşılaşıyorum bazen. Bunlardan herhangi birini gördüğümde evvela bu........

© dibace.net