Müslüman Bir Yaşam Düşünürü Olarak Immanuel Kant
0.
Bu denemeyi zihinsel yeteneklerimi yarıya indiren bir iğnenin etkisinde yazdım. Ve felsefeden uzak okuyucuyu uzaklaştırabilecek hiçbir teknik tartışmaya girmedim. Hiçbir teknik kelime de kullanmadım. Burada sadece temel eserlerini beş defa okuduğum Kant’ın felsefesinin özünü kendi havsalamca sundum. Yazı sadece genel okuyucuya hitap etmemektedir. Aksine Kant uzmanı olan okurlar da bu makalede Kant’ın daha önce hiç yorumlanmamış bir biçimde tezahür ettiğini görebilecektir.
I.
Kant günümüzde Tanrı inancını sarsan ve metafizik yapmayı imkansız kılan bir düşünür olarak okunuyor. Hele ki düşünceleri iyi ve mutlu yaşamaya bir rehberlik olarak değil de, felsefe fakültelerinde neredeyse sadece bilginin temellendirilmesine hizmet etmekten ibaretmiş gibi ele alınıyor. Benim iddiam odur ki, Kant’ı doğru okuyacaksak, o, Allah’a sımsıkı inanan ve metafiziği yıkan değil, aksinde gördükleri maddi evrenden ötesine inanmayı reddeden kibirli bilimadamlarını metafiziği ve Tanrı’nın olanağını kabul etmeyi mecbur bırakan, metafizik düşünceyi ve Tanrı’ya inanma biçimlerimizi yeniden yapılandıran ve sadece felsefi bilgi adına değil, bireysel yaşamlarımızın şekillenişi adına, hem ahlaki yaşamlarımız hem de mutluluk arzularımız namına, rehberlik yapma kapasitesi yüksek bir düşünürdür.
Kant kendi çağında da sanıyorum böyle görünüyordu. Zira onun tilmizleri, Fichte, Schelling, Hegel, Schopenhauer ve Nietzsche, Kant’ı okuduktan sonra metafiziği imknsız bir bilim diye tümden reddetmediler. Tersine Kant’ı basamak olarak kullandılar. Ve metafizik düşünceye yepyeni bir yön verdiler. Bu isimlerin her biri Kant’ın sistem oluşturan üç kitabını ve eleştirisini harfiyen tekrar etmediler. Aksine Kant’ın bu üç eleştiride kendi düşünce akışına göre dillendirdiklerini yenide yapılandırarak yeni sözler söylediler.
Benim bu makalede amacım Kant’ın bir sistem oluşturan üç kritiğini yeniden yapılandırarak ve onun söylediklerini, ima ettikleriyle beraber, yeni bir tarzda söyleyerek, Kant’ı Tanrı’ya inancı ve metafizik düşünceyi yıkan değil, aksine kibirli doğa bilimcilerini Tanrı’yı kabul etmeye mecbur bırakan ve sadece bir bilgi kuramcısı olarak değil, bir yaşam rehberi olarak da bizim için hala önemini koruyan bir düşünür olarak resmetmekten ibarettir. Sonda söyleyeceğimi başta söylemem gerekirse, Kant’ı üç kritiğiyle beraber bütünlüklü bir biçimde doğru anlayacaksak onu Müslüman bir sufi ve mistik deneyiminin felsefesini yapan bir arif olarak kabul etmek zorundayız.
II.
Kant’ın kilit düşüncesi özgür varlıklar olduğumuz ve bu dünyada özgür birer birey olarak ahlaklı yaşamlar sürebileceğimiz fikridir. Fakat doğa bilimcilerinin söylediklerine bakacak olursak, bizler doğanın katı zorunlu nedensellik yasalarına bağlı birer varlık olarak özgür iradeden tamamen yoksunuzdur. Kant bu kibirli doğabilimcilerine karşı ilk kritiğinde doğa bilimlerinin gerçekte olduğu haliyle olduğu doğa ve varlık değil de, salt bize göründüğü haliyle........
© dibace.net
visit website