ANEKDOTLARDAN DERS ÇIKARMAK

"Bir musibet bin nasihattan yeğdir" diye bir söz var literatürümüzde. Musibet başa gelmeden yaşanmış olaylardan ders çıkarmak, bizim için daha kârlı değil midir? Musibet bizi nereye götüreceği de belli değildir. Öyle ise şu anekdotları dikkatle okuyarak kendimize göre bir çıkarım elde edelim. İçişleri Bakanlığı ,Valilik ve Kaymakamlık yapan Sebahattin Çakmakoğlu 1965 yılında Bayburt Kaymakamı olarak görev yapıyor. Sebahattin Beyin bir kızı birde oğlu var.Oğlu Denizi 4.sınıfta Enver Özkan, kızı Alevi ise o tarihte yedek öğretmen olarak çalışan Yusuf Yılmaz 3.sınıfta okutuyor".( Prf.Dr. Alev Çakmakoğlu Kuru halen Ankara Gazi Üniversitesinde öğretim görevlisidir.)

Enver Hoca'nın öğrencisi olan Deniz her nedense bir kabahat işlemiş. Enver Hoca hafif kulağından tutmuş veya azarlamış. Ertesi gün ise Deniz okula gelmemiş. Enver Hoca endişenlenmeye ve heyecanlanmaya başlamış, strese girmiş. " Bu çocuk okula niye gelmedi. " Enver Hoca Bir taraftan ders verirken bir taraftan da gözü hep pencereden dışarda okulun bahçesindeymiş. Dersin yarısına doğru kaymakamın cipi okulun bahçesine girmiş. Cipten Kaymakam Sebahattin Bey , kızı Alev ile oğlu Deniz çıkıp okula girmişler. Enver Hoca'da stres ve heyacan doruk noktasında. Acaba kaymakam bir şey mi söyleyecek. Enver abi bu minval üzere iken........

© Denge