Film bir şüphelinin sorgulanma sahnesi ile açılır. Sorgu son derece normaldir, başlangıçta herhangi bir işkence yoktur. Ancak ilerleyen saatlerde uykusuzluk bir işkence halini alır. Sorgu kırk saat boyunca kesintisiz devam eder. Bu süre boyunca şüpheli, fiziksel ve mental anlamda çöküntü yaşar. Ardından karısı ile tehdit edilince sonunda suçunu(!) itiraf ederek bildiklerini anlatır.
Sorgu Amiri Yüzbaşı Gerd Wiesler’dir. Wiesler aynı zamanda bir öğretim üyesidir. Bu sorguyu kayıt altına almış ve derste eğitim amaçlı kullanmıştır. Wiesler sistemin en azılı destekçilerindendir. Tehdit olarak algıladıklarını fişleyerek sisteme sadakatini gösterir. Hatta ders esnasında bir öğrencinin bu sorgunun bir işkence olduğunu ifade etmesi bile öğrenciyi tehdit olarak görmesi için yeterli olmuştur.
Wiesler’e daha sonra önemli bir görev verilir. Görevi, tiyatro yazarı Georg Dreyman ve tiyatro oyuncusu Christa-Maria Sieland’ı tam gözetim altında tutmak ve evlerine yerleştirdiği dinleyici cihazlarla her an dinlemektir. Bu dinleme süresi boyunca her an kayıt altına alınacak ve şüpheli durumları raporlanacaktır. Gözetleme başladığında (Dreyman’ın elbette gözetlendiğinden haberi yoktur) Dreyman’ın rejime herhangi bir muhalefeti ve hainliği(!) yoktur. Ancak kendisinin rejime sırtını döndüren en önemli etken, arkadaşı Albert Jerska’nın intiharı ve sevgilisi Sieland’ın Kültür Bakanı tarafından ayartılmaya çalışılmasıdır. Bu olaylar onun, sistemin en önemli mevkilerinde bulunan kişilerin güçlerini istedikleri şekilde kullandığını görmesine neden olmuştur.
Wiesler, gözetleme başladığında devletin en büyük destekçilerinden biridir. Ancak o da zamanla, yapılan işlerin devlete bir faydası nedeniyle değil de yüksek mevkilerdekilerin keyifleri dolayısıyla yapıldığını anlar ve işler değişmeye başlar.
Dreyman, arkadaşı Jerska’nın intiharı sonrası, Doğu Almanya’daki intihar vakalarının kayıt altına alınmadığı ve aslında intihar vakalarının çok olduğuna dair bir metin kaleme alarak Batı Almanya’daki önemli bir dergide gizli bir şekilde yayınlatır.
Wiesler ise her şeyi bilmesine rağmen bu yazıyı yazanın Dreyman olduğunu üstlerine raporlamaz. Filmin başlarında insanların değişmeyeceğine inan Wiesler, filmin sonunda artık gerçekler karşısında değişimden kaçamaz. Wiesler’in, Dreyman’ı kolladığını anlayan amiri, onu en düşük işlerden birine getirerek yükselmesini engeller.
Ancak insanlar genelde, inandıkları değerleri bu kadar hızlı bir şekilde terk etmezler. Eğer inandıkları değerlerinde bir eksiklik ya da çarpıklık görürlerse o eksiği görmezden gelme eğiliminde olurlar. Hele ki bu insan aşırı fikirlere sahip biriyse. Ancak kimi durumlarda insanı duygusal olarak etkileyen anlar onda bir değişim meydana getirebilir. Duygusal olarak etkilenme, derinden bir farklılaşmayı ortaya çıkarabilir. Filmde de Wiesler’in durumu buna yakındır. Sanatçı bir çiftin hayatının her anına tanık olması, onda........