5 Aralık’ın 91. Yılı: Türkiye’de Kadınların Siyasal Temsili ve Uluslararası Öğrenimler
Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının üzerinden 91 yıl geçti. 5 Aralık 1934, yalnızca anayasal bir düzenleme değil, milyonlarca kadının eşit yurttaşlık talebinin siyasal bir karşılığı olarak tarihe geçti.
Türkiye, 1935 seçimlerinde kadın milletvekilleri ile dünyada ikinci sıraya yükselmişti; bu, dönemin önemli bir başarı göstergesiydi. Ancak bu erken zafer, kadınların temsilde sürdürülebilir bir şekilde güçlenmesini sağlayacak kalıcı bir dönüşüme yol açamadı.
Bugün Türkiye’de parlamentodaki kadın oranı yaklaşık civarında, yerel yönetimlerde ise kadın liderlerin oranı çok daha düşük. Bu durum, seçme ve seçilme hakkının tek başına eşit temsili garanti etmediğini açıkça ortaya koyuyor.
5 Aralık vesilesiyle, yalnızca Türkiye’deki durumu değil, uluslararası deneyimlerden çıkarılabilecek dersleri ve başarılı uygulama örneklerini de değerlendirmek önem taşıyor. Kadın temsili artık sadece ulusal bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası alanda ölçülen ve karşılaştırılan bir demokrasi göstergesidir. Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımı, demokratik kalitenin ve kapsayıcı yönetişimin önemli bir göstergesidir.
Türkiye’de Kadın Temsili: Mevcut Durum ve Coğrafi Farklılıklar
Türkiye’de kadınların siyasal temsili hâlâ sınırlıdır ve önemli coğrafi farklılıklar göstermektedir:
- TBMM’de kadın milletvekillerinin oranı yaklaşık ’dir (UN Women Türkiye, 2025).
- Yerel yönetimlerde kadın belediye başkanlarının oranı oldukça düşüktür; belediye meclislerinde ise kadın oranı yalnızca civarındadır (UN Women Türkiye, 2025).
- Türkiye tarihine bakıldığında, 17 ilde bugüne kadar hiç kadın milletvekili seçilmemiştir; bu iller arasında Karaman, Kırşehir ve Kilis bulunmaktadır.
- 2023 seçimleriyle bazı iller, uzun yıllar süren eksikliğin ardından ilk kez kadın milletvekili çıkarmıştır: Giresun, Osmaniye ve Nevşehir.
Bu veriler, seçme ve seçilme hakkının tek başına yeterli olmadığını gösteriyor, kadınların siyasette eşit temsil edilmesi için kurumsal ve toplumsal dönüşüme ihtiyaç var. Yasalar, bu sürecin sadece başlangıcı. Asıl iş, siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinde, uygulanan kotalarda ve teşvik mekanizmalarında, toplumun farkındalığında ve destek sistemlerinde başlıyor.
Dünyadaki ve Türkiye’deki başarılı örnekler, kadın temsilini artırmanın çok boyutlu bir çaba gerektirdiğini ortaya koyuyor. Adaylık süreçlerinde pozitif ayrımcılık yapılması, kadınlara yönelik siyasi eğitim ve mentorluk programları oluşturulması, medyanın ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve aile ile iş yaşamını dengeleyen politikaların uygulanması bu çabaların en somut adımları.
Kısacası, kadınların........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein