Uğur Mumcu’nun 41 yıldır güncelliğini koruyan uyarısı!
“Bağımsızlık mali, siyasal, askeri olduğu kadar ‘ideolojik bağımsızlığı’ da içermektedir. Bunlardan birini yok saymak, bağımsızlıktan, bağımsızlığı oluşturan duygu ve bilinçten de uzaklaşmayı göstermez mi?”
Bu soruyu 41 yıl önce Cumhuriyet’teki köşesinde soran aydınımız, 32 yıl önce karlı bir kış günü katledilen Uğur Mumcu’ydu. Uğur Mumcu’yu kendi ifadelerini kullanarak pek çok şekilde anabiliriz: Atatürkçüydü, laikti, antiemperyalistti, insan hakları savunucusuydu, terörün karşısındaydı; yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıydı diyebiliriz.
Ancak bunların hepsinin yanında bir özelliğini söylemezsek, onu tam olarak anlatmış olamayız: Uğur Mumcu, katıksız bir tam bağımsızlıkçıydı!
Milli Mücadele ruhunun kesinlikle tam bağımsızlık ilkesine dayandığını, ülke sorunlarının tartışılacağı yerlerin Batı ülkelerinin oluşturduğu çokuluslu forumlar olmadığını, başvurulacak tek kaynağın halkın kendisi olduğunu savunuyordu.
Bir insanın, kendi ülkesi için hangi siyasal çözümleri benimserse benimsesin, “Amerikancı” ya da “Sovyetçi” olduğu anda Kurtuluş Savaşı’ndaki mandacılara benzediğini........
© Cumhuriyet


