Zulümlerden zulüm beğen dönemi...
Sabahtı: Çağlayan Adliyesi’ne giden tüm yollara aktı, İstanbul! Akşamdı: Hiçbir yasada yer almayan bir suçla kahroldu Türkiye’m!
Sabah, Ekrem başkanla Mansur Yavaş’ın el ele fotoğrafı ve “Silivri’yi kapatalım” vaadiyle coştuk, bu ülkeden umut kesilmez düşüncesi içimizde yeşermeye başladı. Akşam “Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demeyi suç sayan zihniyetin, Atatürk düşmanlığı, Mustafa Kemal nefretiyle yanıp tutuşan zihniyetin hışmıyla, baskısıyla yine karanlığa gömüldük.
Faşizmin ne çok yüzü var. Nazan Moroğlu soruyordu: “Türk Ceza Kanunu’nda Mustafa Kemal’in askerleriyiz deme suçu mu var?” En başarılı teğmenleri ve komutanları ordudan atma kararı, hiç kuşkunuz olmasın, tarihimizin zulüm bölümüne utanç kararı olarak geçecek.
“Bir de bana şiirlerin/ Neden söz açmaz diye soruyorsunuz/ Düşlerden yapraklardan/ Doğduğun ülkenin koca yanardağlarından?/ / Gelin görün sokaklar kan/ gelin görün/ Sokaklar kan/ gelin görün kanı/ Sokaklar boyunca akan.”
Bu dizeler Pablo Neruda’nın. Kafamın içinde kırık plak gibi dönüp duruyor sözcükler!
Bir de bana yazılarında artık neden sergilerden, oyunlardan, konserlerden söz etmiyorsun diye soruyorsunuz: Gelin görün her yerde acı, her yerde baskı, her yerde iki dudak arası yargı... Gelin görün tepeden tırnağa haksızlığı,........
© Cumhuriyet
