Sınırsız kötülük karşısında ne yapmalı?

Bu güzelim vatanda cehennemi yaşıyoruz günlerdir. “Yenidoğan çetesi” değil, “bebek katledenler çetesi” deyin artık buna!

Dünyanın herhangi bir yerinde, böyle bir olay, sadece sağlık bakanını değil, hükümeti de götürürdü! Ama burası Türkiye!

Hayvan katliamlarına, kadın katliamlarına neden olan alçakça alınan politik kararları fırsat bilip kolları sıvayanlar art arda kadınları, hayvanları, çocukları ve doğayı öldürürken... Akla başında olanlar bunlara karşı mücadele verirken... Şiddet, katliam, tecavüz oranları hızla yükselirken Narin’le, ardından Sıla bebekle sarsıldık, şimdi de bebek katliamlarıyla yüz yüzeyiz. Cehennemi yaşıyoruz.

Korkarım ki bebeklerden sonra, yaşlıları da katletmeye başlar, insanları Allah’la aldatan bu dini bütün caniler. Bu yalnız benim değil, birçok insanın da dillendirdiği bir korku!

Bunların hepsi bir bütün. Bunları birbirinden bağımsız düşünemezsiniz! Ekonomideki bozukluk, hukuk sistemindeki çürüme, yargının siyasal erkin hizmetine girmesi, eğitim sistemindeki yozlaşma, sağlık sistemindeki çöküntü, hepsi bir bütün! Hepsi bir bütünün parçaları!

Tıpkı bileşik kaplar yasasında olduğu gibi. Zaten o nedenle “Her toplum, layık olduğu hükümetle yönetilir” ya da “Balık ... kokar” gibi ünlü sözlerimiz var ya.

Çok sık duyuyorum:........

© Cumhuriyet