Kafkaesk dünyamız

Dünyada ve ülkemizde yaşadığımız gerçekler karşısında, Franz Kafka hayatta olsaydı, kim bilir daha kaç “Dava”, kaç “Dönüşüm”, kaç “Amerika” yazardı? O ünlü karamsar günlüklerine, “Acılar dışında, hiçbir şeye gücüm yok” yerine; “Artık acılara bile gücüm yok” der miydi? “Babaya Mektup” kitabına, “Başka Despotlara Mektup” serisini ekler miydi? Yolu buralara düşseydi belki de “Şato” yerine “Saray” adlı kitabı yazar mıydı?

Sevgili okurlar, nereden çıktı bu Kafka muhabbeti demeyin. Siz bu satırları okuduğunuzda ben, Kafka’nın ülkesi Çek Cumhuriyeti’nde olacağım. Kafka’nın aşk ve nefret ilişkisi sürdürdüğü Prag’da değil, ülkenin öbür ucundaki Brno kentindeyim. Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Genel Kongresi’nde. (Çekler, cömert davranıp eski başkanları ya da kibarca “onursal” başkanları da davet etti.)

Yüz yıl önce, 3 Haziran 1924’te gençliğinden beri boğuştuğu veremden öldü Kafka. 41. yaşının baharındaydı. 100. ölüm yıldönümü “bahanesiyle” bu yılki kongrede ana tema, “Kafkaesk Dünyamızda Gerçek-Trajedi mi? Komedi mi?” diye belirlenmiş.

“Kafkaesk” sözlüklerde “Kafka’dan esinlenerek üretilmiş, tehdit edici ya da korkutucu anlamlarına gelen........

© Cumhuriyet