Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var? Başta kadın hakları, insan hakları olmak üzere hukuktan siyasete, iletişimden bilim insanlığına ve kadın olmaya uzanan; yaşamın her alanında örnek oluşturduğu için... Öncü olduğu için... Emeğini savunduğu ilkeler ve insanlık uğrana cömertçe sunduğu için... Birkaç kuşağın rol modeli olduğu için dik ve onurlu duruşundan asla ödün vermediği için...

O bir profesör, bir bilim kadını. Ama aynı zamanda nasıl da “feminin” bir kadın... Dudağında kırmızı ruju, bana sorarsanız haksızlıklar karşısındaki isyanını simgeliyor. Her zaman mücadele etme azmini! Sanki bir isyan bayrağı. Üzerinde taşıdığı renkler de öyle. Karanlığa geçit vermeyeceğini ilan ediyor! Evet, o yaşı kaç olursa olsun hep ilerici aydın, hep feminin, hep feminist! İflah olmaz bir devrimci, bir öncü.

Tüm karşıdevrim çabalarına, gericiliğe, cehalete, haksızlığa, karanlık adımlara karşı çıkmaktan asla vazgeçmedi. Çünkü o, Atatürk ve Cumhuriyetin devrim ilkelerine sevdalı bir demokrasi tutkunu. Laiklik, eşitlik, bağımsızlık, adalet, hakkaniyet olmadan demokrasi olamayacağı bilincini hepimize öğretenlerin öncüsü.

Ne mutlu bana ki onu, mesleğe başladığım ilk yıllarda tanıma şansım oldu. Beni bağrına basması, annemin çocukluk arkadaşı olması nedeniyleydi.

1970’lerin ikinci yarısındaydı. Bir gün bana........

© Cumhuriyet