Güzel bayramlar...

Son günlerde dilime Athena’nın bir şarkısı dolandı, bir türlü beni terk etmiyor! Adı “Dön Baba Dön”. Bir zamanlar çoook ünlüydü. Ortalıkta dönek falan yok da nereden takıldım hiçbir fikrim yok.

“İşte karşında/ Ne deseler boşuna/ Anlaması zor/ Çok zor olsa da/ Kolaydan lokma olma.// Vurduk en dibe/ Söyle şimdi nereye/ Yol almalısın/ Ufak ufak yerine/ Sıyrıl da gel buraya.// Dön baba, dön baba dönelim a-ha-ha-ha // Nedeni yok sebebi yok sorma/ Yaklaş yanıma/ Bir çift sözüm var sana/ Başı sonu bir/ Geçmişine baksana/ Yalan söyleme bana/ Dön baba, dön baba dönelim a-ha-ha.” (Nakarat bölümlerini, tekrarları kestim. Yazıya baştan başlayalım.)

Bugün pazar. Bugün bayram. Canım güzel şeyler yazmak istiyor. Mesela büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösteriniz. Mesela bugün bir ağaca, bir hayvana, bir çocuğa sarılınız. Mesela bugün en az bir kişiye “Seni seviyorum” deyiniz. İşte böyle cümleler kurmak istiyorum. Ama gelin görün ki...

Gelin görün ki az kaldı hepimiz, tüm meslektaşlar (Elbet biat edenler, yandaş olan gazeteciler hariç) az kaldı casus olacaktık. Casus yani Frenkçesi ajan. MİT lügatinde bu ikisi eşanlamlı. Ne zamandır tartışma sürüyor. Yargı paketine “etki ajanlığı” diye bir madde konacaktı. Yani “Türkiye’de her gün en az bir kadın öldürülüyor” (gazetede ya da sosyal medyada bu gerçeği dillendirmek) diyen ajan-casus........

© Cumhuriyet