Antalya’da duygu patlamaları!

Antalya Altın Portakal Film Festivali ülkenin en eski, en köklü film festivali. Ne mutlu bana ki 1973 yılından beri kâh eleştirmen kâh jüri üyesi olarak bu festivali izlerim. Festival bugüne dek çok badireler atlattı. Yönetimler değişti, iktidarın hışmına uğradı, sansürle çatıştı... 12 Eylül faşizm döneminde yara aldı; kimi yerel yönetimlerin manipülasyonlarına uğradı. Ama sonunda hep düze çıkmayı ve Antalya halkıyla bütünleşmeyi bildi.

61. Altın Portakal Festivali’nin öncekilerden bir farkı var: Bugüne dek hep Kültür Bakanlığı tarafından desteklendi. Bu kez Kültür Bakanlığı devre dışı, Antalya Büyükşehir Belediyesi kendi yağıyla kavruluyor.

Bu yazıyı yazdığım sırada ulusal yarışma, uluslararası yarışma, belgesel film yarışması, kısa film yarışması, henüz hiçbiri sonuçlanmamıştı. (Siz yarın bu yazıyı okuduğunuzda sonuçlar açıklanmış olacak.) Ferzan Özpetek başkanlığındaki jürinin isabetli bir seçim yapacağından hiç kuşkum yok. Ancak hemen belirteyim Altın Portakal Film Festivali sadece film gösteriminden ve yarışmalardan ibaret değil.

Festivalin ilk üç günü film yapmanın farklı alanlarından oluşan “forum” var. Sinema okulları öğrencileri filmleri yarışması var. Yarışma dışı, yerli yabancı filmler, belgeseller özel gösterimleri var. Çok önemli bulduğum, 22 üniversite, 7 dernek, 3 sendika, 9 meslek kuruluşu, belediye ve Çalışma Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı Sinema Çalıştayı var.

Sinema Çalıştayı’nı bunca önemsememin nedeni hızla büyüyen sinema........

© Cumhuriyet