19 Mayıs... Festival... Bienal

“1919 yılı mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir” diye başlar Mustafa Kemal Atatürk’ün dev eseri Nutuk... Sonra, “Ya istiklal ya ölüm” ve Milli Mücadele. Vatanın bağımsızlığı. Sonra daha da amansız bir mücadele. Gericiliğe, karanlığa, cehalete, yobazlığa karşı... 19 Mayıs’la başlayan, bir mucizenin ilk adımlarıydı.

Ah Canım Atatürk’üm, ülkenin bugünkü genel durumu şöyledir: Mafya çetelerinin hesaplaşması. Yokluk, yoksulluk. İki dudak arasına sıkışmış adalet. Yozluk, yobazlık, tarikatlara teslim edilmiş eğitim. Bir yanda güç ve ihtişama doymayanlar öte yanda ayırımcılık, kin, nefret, intikam labirentlerine terk edilenler... Karşıdevrimle Aydınlanma kavgası hâlâ sürmekte.

Sevgili okurlar, hepinizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı kutlar, tekrar “Nutuk” eserini okuyun derim. Bugün 19 Mayıs’la ilgili çok yazı okuyacaksınız, ben önümüzdeki günlere kuşbakışı bakmak istiyorum.

“Mucize” diye nitelediğim Uluslararası İstanbul Festivali ayın 21’inde ve Şef Cem Mansur’un İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı yöneteceği konserle başlıyor. Kendisine Müzik Onur Ödülü verilecek. Solist ise genç piyanist İlyun Bürkev. Salzburg Mozarteum Üniversitesi’nde eğitim gören Bürkev 15 yaşında. Kaçırılmaz!

Bu festivale neden mi mucize........

© Cumhuriyet