1727 |
1727 yılında aslında birbiriyle ilişkisiz gözüken iki önemli olay oldu dünyamızda. Bugün aralarında biz ilişki kuruyoruz. Her iki olayın da üzücü ve sevindirici yanları var.
Isaac Newton 1727’de 84 yaşında öldü. Dünyanın en iyi matematikçilerinden ve fizikçilerinden biriydi. Diferansiyel denklemleri ve integrali geliştirmişti, ışık ve optik konusunda çığır açıcı çalışmalar yapmış, gezegenlerin yörüngelerini hesaplamıştı. Newton’un ölümü şüphesiz ki üzücü bir olaydı ancak sağlığında tüm makalelerinin ve kitaplarının yayımlanmış olması sevindiriciydi. 1687’de “Principia” adlı kitabı, 1704’de “Optikcs”i yayımlamıştı.*
Newton’un ölümüyle ilgisi olmayan bir olay tesadüfen 1727 yılında gerçekleşti. 1727 yılında Osmanlı’ya matbaa girdi. Newton’un ölümünün ve matbaanın Osmanlı’ya girişinin aynı yıl gerçekleştiğine daha önce dikkat etmemiştim.
Matbaanın Osmanlı’ya girmesi sevindirici bir olaydı ancak bu olayın Avrupa’da matbaanın icadından 277 sene sonra olması ise üzüntü verici bir olaydı. Üstelik matbaa geleneklerimize uygun mudur tartışmaları arasında Osmanlı’da ilk kitap 1729 yılında basılabildi. Bu arada Uygurluların matbaası çoktan unutulmuştu.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Bey ki İbrahim Hakkı Hazretleri de denir, 1757’de “Marifetname” adlı ünlü ansiklopedik eserini yazmıştır. Bu eser astronomiden matematiğe, jeolojiden biyolojiye o gün bilinen tüm alanlardaki bilgileri kapsamaktadır. Ancak Osmanlı’nın Avrupa bilim dünyasıyla........