En kötüsü giden yıl olsun diye diye... |
Eski kuşaklardan bellekleri güçlü olan okurlarımız ancak, eski kuşak yazarlarımızın içinden evime, ailemin içine sokacak kadar yakından tanıyıp sevdiklerim arasında yeri olan Asiye Uysal’ı anımsayacaklardır. Dönemin polis müdürlerinin kişisel kimliklerindeki olumsuzlukları bir yana, saygıda kusur edemedikleri haber müdürümüz Selahattin Güler’in bir trafik kazasında aramızdan eşi ile birlikte ayrılması sonrası, iki yaşlı büyükleri ile kalan küçük kızının, aylarca başında duracak kadar ablalık yapmış bir can dosttan söz ediyorum.
Uzun yıllardır ailesi ile birlikte yaşadığı İngiltere, Londra’dan hâlâ özenerek gönderdiği, evimin bir köşesini süsleyen kartlardan sonuncusu dün elime ulaştı. Benim ancak 12 Mart ile 12 Eylül süreçleri sonrası yüzlercesini cezaevlerindeki tutuklu dostlara göndermek zorunda kaldıklarımın dilekler bölümlerinde ise “Hep en kötüsü giden yıl olsun” anlamına gelen içerikler olurdu. Şimdilerde daha çıplak ayrımına varıyorum ancak yeni yıllar, bayram yazılarımın içerikleri üzerinden de benzer, “En kötüsü giden yıl ya da bayram olsun” anlamına gelen içerikler ağır basıyor.
Emperyal çıkarların acımasızca yükseliş süreçleri ile doğru orantılı olarak her türden din,........