menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Patrikhane ve Ruhban Okulu

120 28
01.10.2025

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı. Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı’nda çok kötü bir sınav veren bu kurumları Lozan ve sonrasında kontrol etmişti.

AKP’li Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray’da ABD Başkanı D.Trump’la görüşmesi öncesinde “Heybeliada (Ruhban) Okulu ile ilgili üzerimize ne düşerse biz onu zaten yapmaya hazırız!” diyerek, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılabileceği mesajı verdi.

Peki, Heybeliada Ruhban Okulu neden ve nasıl kapatıldı? Okulun, Fener Rum Patrikhanesi için anlam ve önemi nedir? Okulun açılmasının önündeki yasal engeller nelerdir?

Osmanlı döneminde, 1 Ekim 1844’de Heybeli Ada’daki Umut Tepesinde, Ortodoks ruhban sınıfı (din adamı) yetiştirmek için Heybeliada Ruhban Okulu açıldı.

Kurtuluş Savaşı yıllarında Fener Rum Patrikhanesi, kendisine bağlı Heybeliada Ruhban Okulu’nu, amacı dışında kullandı; bu okulu Türkiye karşıtı siyasi ve askeri bir üs haline getirdi.

Mustafa Kemal (Atatürk), 26 Aralık 1922’de Paul Herriot’a verdiği mülakatta, Fener Rum Patrikhanesi’nin “fesat ve ihanet ocağı” olduğunu, Hıristiyan halkın huzur ve refahını bozduğunu belirterek, “bu fesat ocağının gerçek yerinin Yunanistan” olduğunu söyledi. (Hâkimiyeti Milliye, 2 Ocak 1923)

Lozan Konferansı’nda, 22 Aralık 1922 tarihli alt komisyon toplantısında Türk heyeti, Türkiye’nin dinle devleti ayırdığını, laik devlette, azınlıklara tanınmış ayrıcalıklara ve bu ayrıcalıkları uygulayacak bir kurumun varlığına ihtiyaç kalmadığını belirterek, Patrikhane’nin Türkiye’den çıkarılmasını istedi. Ancak tüm Müttefik devletler, Patrikhane’nin İstanbul’dan çıkarılmasına karşı çıktılar. Lozan’daki Türk heyetinin başkanı İsmet (İnönü), siyasi ve hukuki yetkilere sahip Patrikhane’yi Türkiye için bir tehlike olarak gördüklerini anlattı. Patrikhane’nin Türkiye’den çıkarılmasında ısrar etti. Bunun üzerine İngiltere’nin de kabul etmesiyle Fransa, Patrikhane’nin, sadece dini yetkilere sahip olması koşuluyla İstanbul’da kalmasını önerdi. Türkiye, 10 Ocak 1923 tarihli oturumda, Patrikhane’nin siyasi ve hukuki yetkilerine son verilmesi koşuluyla eski teklifini geri çekti. İsmet Paşa (İnönü), bu konuda verilen garantileri “senet” saydığını belirtti. (Sinan Meydan, Lozan: Onurlu Barış, İstanbul, 2024, s. 269-270)

Lozan Barış Antlaşması’nda ve eklerinde İstanbul Fener (Rum Ortodoks) Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu hakkında bir madde yoktur. Ancak Lozan Konferansı’nda Müttefik devletlerden ve Yunanistan’dan alınan sözler (görüşme tutanaklarına geçen bu sözler de yazılı metin gibi geçerlidir) nedeniyle Patrikhane’nin yüzlerce yıllık eski ayrıcalıklı statüsü sona erdi. Yeni statüyü belirleme hakkı Türkiye’ye bırakıldı. Türkiye, Lozan Antlaşması sonrasında Patrikhane’nin siyasi ve hukuki yetkilerine son verdi. Türkiye’nin istemediği Patrik Meletios Metaksakis ve kadrosu istifa ederek Türkiye’den ayrıldı. Yeni Patriği de Türkiye belirledi. Patrikhane, idari açıdan Fatih Kaymakamlığına ve İstanbul Valiliğine bağlandı. İstanbul Valiliği, 6 Aralık 1923 günü Patrikhane Dini Meclisine gönderdiği yazıda, Patrik adayının Türk vatandaşı olması ve seçim sırasında Türkiye’de görev yapması gerektiğini bildirdi.

Lozan Barış Antlaşması’nın 37-45. maddeleriyle Türkiye’deki azınlıklara (gayrimüslimlere) uluslararası hukuktaki azınlık hakları tanındı. Lozan’ın 39.maddesine göre Türkiye’de Müslüman olmayan Türk uyruklu halk, Müslüman olan Türk uyruklu halkla “eşit”, medeni ve siyasi haklara sahip olacaktı. Antlaşmanın 40. maddesine göre azınlıklar, giderlerini kendileri karşılamak üzere, her türlü dinsel ve sosyal kurumlar ile her türlü okullar ve çeşitli........

© Cumhuriyet