menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nüfus Mübadelesi

111 42
05.02.2025

“Türk topraklarında yerleşmiş Rum-Ortodoks dininden Türk uyrukları ile Yunan topraklarına yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak zorunlu mübadelesine girişilecektir.” (Lozan Türk-Rum nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme, madde 1)

Türkiye’nin yoğun gündeminde yakın geçmişin önemli kilometre taşlarını hatırlamak çok kolay olmuyor. Örneğin, geçtiğimiz hafta, 30 Ocak, Cumhuriyet tarihi için çok önemli bir günün; Lozan’daki “Türk-Rum Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi”nin 102. yıldönümüydü. Mübadil dernekleri dışında neredeyse kimsenin hatırlamadığı bu önemli günde Büyükçekmece Belediyesi’nin organize ettiği “Suyun Ötesinden Geleli Tam 102 Yıl Oldu” başlıklı anma etkinliğinde mübadeleyi anlattım.

Her şeyden önce -genelde sanıldığı gibi- Türk-Rum nüfus mübadelesine 1923’te Lozan Konferansı’nda birdenbire karar verilmedi. Lozan’da neden Türk-Rum nüfus mübadelesine gerek duyulduğunu anlayabilmek için 1821- 1923 arasındaki yaklaşık yüz yıllık sürecin belli başlı kırılma noktalarını iyi bilmek gerekir.

1821 Yunan İsyanı (Mora Ayaklanması) sonunda Mora ve Orta Yunanistan’daki Müslüman Türkler katledilmeye başlandı.

4 Nisan 1826 tarihinde İngiliz ve Rus diplomatlar tarafından hazırlan Petersburg Protokolü’nün daha ilk maddesinde, kurulması düşünülen “Özerk Yunan Prensliği” topraklarında Türklerle Rumların yan yana yaşayamayacakları belirtildi.

Fransa ve İngiltere kralları ile Rusya İmparatoru arasında 6 Temmuz 1827’de, 7 açık 3 gizli maddeden oluşan Londra Protokolü yapıldı. Bu protokolde, Müslüman Türklerin Mora’dan ayrılması ilkesi daha belirgin hale getirildi. Nitekim protokolün 2. maddesinde “Rumlar ile Müslümanlar arasında uzun süredir devam eden savaş ve anlaşmazlık gerekçesiyle ve bundan böyle karşılıklı kötülük yapmalarının önlenmesi amacıyla birbirlerinden ayrılmalarının gerekli görüldüğü” vurgulanıyordu. Protokole göre bölgeden ayrılacak Müslümanlar, Yunan ana karası ile adalardaki emlak ve arazilerini Rumlara satacaktı.

İşte 1923’te Lozan’daki Türk-Rum nüfus mübadelesinin temel gerekçesi, 94 yıl önce bu protokoldeki ifadeyle “karşılıklı kötülüğü önlemek”ti.

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası 14 Eylül 1829 Edirne Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsız bir devlet olmasına karar verildi.

22 Mart 1829’da İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan Londra Protokolü ile Yunanistan’daki Müslüman halk ile Osmanlı’daki Rum halkın karşılıklı mübadelesi önerildi.

3 Şubat 1830’da İngiltere, Fransa ve Rusya arasında yapılan yeni bir Londra Protokolü ile “Bağımsız Yunanistan” kuruldu. Bu devletin sınırları 1832’de tekrar düzenlendi ve yine garantör devletlerin baskılarıyla Rumeli yönünde genişletildi.

1832 sınır düzenlemesi uyarınca Yunanistan’a bırakılan yerlerde yaşayan Müslüman Türklerin tahliyesi bir yıl içinde bitirilmeye çalışıldı. Bölgedeki Müslüman Türklerin çoğu Anadolu’ya göç etti. Böylece Yunanistan’dan Türkiye’ye ilk nüfus göçü 1830’ların başında gerçekleşti.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, 2 Temmuz 1881’de, Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan Krallığı arasında imzalanan İstanbul Sözleşmesi ile Yunanistan’a bırakılan yerlerdeki Müslüman Türkler, Selanik’e ve bugünkü Türkiye’ye göç ettiler.

1897-1898 Girit İsyanı sırasında ve sonrasında da Girit’teki Müslüman Türklerin çoğu Girit’ten ayrılıp Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar.

Osmanlı Devleti, 1912-1913 Balkan Savaşları sonunda 29 Eylül 1913’te imzaladığı İstanbul Antlaşması ile Batı Trakya topraklarını kaybetti. Bulgaristan ile Osmanlı arasında imzalanan İstanbul Antlaşması aynı zamanda ilk mübadele antlaşmasıydı. Çünkü bu antlaşma ile Türk-Bulgar sınırının her iki tarafında 15 km’lik alanda oturanlar mübadele edilecekti. Antlaşma, Edirne ve Kırklareli civarındaki Bulgarların Bulgaristan’a göçünü öngörürken, Bulgaristan’a bırakılan yerlerde yaşayan Türklere ise 4 yıl içinde Osmanlı topraklarına göç edip etmeme hakkı tanıyordu. 2-15 Kasım 1913 tarihleri arasında Edirne’de toplanan Mübadele Komisyonu’nun, Haziran-Ekim 1914’e kadar sürdürdüğü çalışmalar sonunda Bulgaristan’dan 48 bin 570 Müslüman, Türkiye’den 46 bin 767 Bulgar ile mübadele edildi.

Yüz yıllardır Rumeli’de yaşayan on binlerce Müslüman, Balkan Savaşları sırasında katledildi. Sadece Edirne’de 225 binden fazla Müslüman, Bulgar ordusunun esareti altında açlıktan hayatını kaybetti. Savaştan sonra imzalanan antlaşmalarla Rumeli’de kalan Müslümanların haklarının korunması kabul edildiği........

© Cumhuriyet