Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor. Şu aralar sürekli gündemde belki biliyorsunuzdur: ABD’den F-16 savaş uçaklarının alımı; F-35 programına dahil edilip edilmeyeceğimiz konusu... Şimdi de Katar’dan satın alınması gündemde olan ikinci el Eurofighter savaş uçakları... Türkiye bir şeyler yapmaya çalışıyor, tamam. Ama olmamız gereken konuda mıyız? Diğer ülkeler ne yapıyor? Önemli gelişmeler neler? Gelin bir ufuk turu yapalım.

Dünya, yeni bir dönemin içinden geçiyor. Pandemi sonrası sarsılan küresel ekonomi, Ukrayna savaşı, Çin-ABD rekabeti, iklim krizi ve Ortadoğu’daki jeopolitik fay hatları, uluslararası düzeni yeniden şekillendiriyor. Bu çoklu kriz ortamında ülkeler, kendi egemenlik alanlarını güçlendirmek için savunma teknolojilerine büyük yatırımlar yapıyor. Savaş uçakları, hava savunma sistemleri, radar ağları ve siber teknolojiler, artık yalnızca askeri değil jeopolitik varlık araçları haline gelmiş durumda. Türkiye de bu yeni güvenlik denkleminde aktif bir oyuncu olmaya çalışıyor. Ancak tablo, hem fırsatları hem de yapısal kırılganlıkları içinde barındırıyor.

F-35 programından çıkarılmanın ardından Türkiye, hava gücündeki açıkları kapatmak için çok yönlü bir tedarik stratejisine yöneldi.

ABD’den 40 adet yeni F-16 ve modernizasyon kitleri için pazarlıklar sürerken, Eurofighter Typhoon alımı da gündemin merkezinde. Katar’dan 24 adet ikinci el Typhoon alımı ve 16 yeni Tranche 4 model uçağın tedariki için Birleşik Krallık ve Almanya ile görüşmeler devam ediyor. Neden ikinci el? Çünkü Katar’ın elindeki bu uçaklar Tranche 3A konfigürasyonunda ve göreve hazır durumda. Yeni........

© Cumhuriyet