Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler
Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi. O zaman “Türkiye piyon mu olacak stratejik ortak mı?” başlıklı yazımda konunun önemini yazmıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada “ABD ile nadir elementler konusunda bir anlaşma yok, biz üreteceğiz” dedi. Tabii neler olacağını bilmiyoruz. Gerçekten öyle mi olacak? Yoksa perde arkasında başka pazarlıklar mı yürütülüyor? Kesin olan bir şey varsa, o da dünyanın gözü nadir elementler üzerinde. Bakın nasıl?
Küresel enerji denkleminde sessiz ama sarsıcı bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm petrol, doğalgaz ya da kömürle değil; nadir elementler üzerinden yürüyor. Elektrikli araçlardan füze sistemlerine, rüzgâr türbinlerinden akıllı telefonlara kadar modern yaşamın tüm sinir uçlarını bu elementler belirliyor. Ve dünya, Çin’in attığı bir adımın küresel ekonomiyi nasıl sarstığını şimdi çok daha net görüyor ve görecek... Çünkü kritik minerallerin, özellikle de nadir toprak elementlerinin merkezi Çin. Ülke, üretimin yüzde 60’ını, işleme kapasitesinin ise yüzde 90’ını elinde tutuyor. ABD’nin Çin’e getirdiği kısıtlamaların ardından Pekin’in ihracat kontrollerini sıkılaştırması, küresel tedarik zincirlerini sarstı. İlk alarm zili Avrupa’da çaldı: Almanya başta olmak üzere otomotiv sanayisi, mıknatıs ve batarya tedarik zincirlerinin dar boğaza girmesiyle üretim kesintisi riskiyle karşı karşıya kaldı. Üretim........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein