İmralı Sürecinin Son Durumu ve CHP

“Terörsüz Türkiye projesi” olarak ortaya konan politika kamuoyuna “tarihi fırsat” olarak sunuluyor.

Süreç devam ederken Erdoğan, “Türk, Kürt, Arap birlikteliği” söylemini ortaya attı. “AKP-MHP ve DEM birlikte hareket etmeye karar verdik” diyerek sürecin aslında yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinde kendi iktidarını güvence altına almak amacını taşıdığını ortaya koydu.

Bahçeli’nin “Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun” söylemiyle başlayan sürecin en önemli stratejik noktası Öcalan’a meşruiyet kazandırma hareketi olmasıdır.

“Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun” çıkışı sonunda, Meclis’te kurulan komisyonda temsil edilen partilerin temsilcilerinden oluşan bir kurulun İmralı’ya gidip Öcalan’ı dinlemesi modeline dönüştü.

Oysa Öcalan’ın ne söylediği bellidir. Bu konudaki tutanaklar gerek devletin gerek DEM Parti’nin gerekse kurulan komisyonun elindedir. Ancak amaç Öcalan’ın ne söylediği değil, onun TBMM komisyonu tarafından muhatap alınması ve “meşrulaştırılması”dır.

Emperyalist devletler ve İsrail, Ortadoğu’da ulus devlet oluşumlarına karşıdırlar. Ulus devletlerinin varlıklarının sürmesini istemiyorlar. Ortadoğu’da toplumların “ümmetçiliğe” dönüş yapmasını istiyorlar.

Irak’ta ve Suriye’de son 50 yıldır güney sınırlarımızda sürdürülen ayrılıkçı Kürt politikası, Batı dünyasından, özellikle ABD’den parasal ve silahlanma yönünde destek almıştır.

Öcalan, PKK’yi ideolojik olarak Marksist-Leninist bir yapı üzerinde kurmuştur. Ancak temelde Öcalan aslında ABD’nin yanındadır ve ondan ayrılmaz.

Bugünlerde özellikle sürecin başlamasından sonra Öcalan’ın ideolojik olarak “ümmetçi bir........

© Cumhuriyet