Seçime katılan avukatların yüzde 24.7’sinin oyunu alarak İstanbul Barosu başkanlığına seçilen İbrahim Kaboğlu ilk demecinde anayasanın ilk üç maddesine “olumlu yönde” dokunulabileceğini belirtmiş bulunmaktadır.
Bu talihsiz açıklama iki hatırlatmada bulunuyor:
Kaboğlu ya siyasal körlük içindedir ya da bilerek veya bilmeyerek Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) gereklerine uygun bir tutum sergilemektedir. Birinci seçenek bakımından şunu hemen anımsayabiliriz. Mevcut siyasal iktidarın laik, demokratik Cumhuriyete olan (en hafif deyimle) mesafeli tutumu ve ucube tek adam rejimini dahi tatmin edici bulmayışı hemen herkesin farkında olduğu bir durumdur. Dolayısıyla mevcut iktidar, 22 yıldan beri değiştirip dönüştürdüğü Cumhuriyeti kendi hayalindeki bir rejim haline getirmek için son bir hamleyle anayasayı değiştirmek istemektedir.
Sivil ve demokratik anayasa adı altında süsleyerek kamuoyuna sunduğu bu proje, gündem değiştirme ve cumhurbaşkanını bir kez daha seçtirme çabası olarak görülüp, Cumhuriyet değerlerinin tümüyle yok edilmesi şeklinde algılandığı için toplumdan destek görmeyerek geri tepti.
Böylece mevcut anayasanın özü olan, değiştirilemez nitelikteki ilk dört madde çevresinde toplumsal bir oydaşma ortaya çıktı. Durum bu şekilde netleşmişken, kamuoyunda değiştirilemez nitelikteki ilk dört madde için toplumsal bir duyarlık oluşmuşken, Kaboğlu’nun baro başkanı seçildiği akşam kendisini seçenlere, üstelik hiç de gereği yokken anayasanın değişmez maddelerine olumlu yönde dokunulabileceğini belirtmesi şaşırtıcı olmuştur. Gelen yoğun tepkiler üzerine Kaboğlu, kendisini düzelten bir açıklama yapmış, sözlerinin çarpıtıldığını belirtmiştir. Ancak yapılan........