Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılını, yani ikinci yüzyılını tüm halkımız ve kurumlarımızla birlikte dün kutladık. Yine hep birlikte, Cumhuriyet ve demokrasimizi, yani yüce devletimizi yıkmak, gelişmesi ve ilerlemesini engellemek isteyenlere karşı kolektif bir bilinçle tarihinin bir büyük bayram coşkusu ve gururunu yaşadık.
Cumhuriyet, kendisine ait topraklar üzerinde egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusun olduğu siyasal bir rejim; halkın kendi kendini yönetmesinin adıdır. Cumhuriyet, bağımsızlık, özgürlük, hakça, insanca yaşama haklarının toplumsal bir belirtisi ve görünümüdür. Cumhuriyet, bir toplumun yönetim sistemini, aile, eğitim, ahlak, hukuk, adalet, ekonomi, kültür anlayış ve yaşam biçimini bütünüyle değiştiren sosyokültürel bir süreç, bir değişme modelidir.
Kısacası cumhuriyet, devlet aygıtı haline dönüşmüş bir ulusun, kendi toprakları üzerinde kurduğu egemenlik ve bağımsızlık haklarının yıkılmazlığını, başkasına devredilmezliğini garanti eden; kendi kendini yönetme hakkını ulusun elinde bulunduran kültürel ve toplumsal bir yönetim sistemidir. Bu sistemin devamı ve yıkılmazlığı, halkın kendi kendini, kendi iradesi ile hiçbir baskı ve korku altında kalmaksızın yönetmesine bağlıdır. Halkın demokratik yöntemle........