Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman |
Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.
Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan çizgide askeri hekimlik, ülkemizde modern tıbbın en önemli öncülerinden biri olmuştur. Tıphane-i Amire’den Gülhane’ye uzanan bu gelenek, yalnızca harp cerrahisi ile sınırlı kalmamış, salgın hastalıklarla mücadele, koruyucu hekimlik, tıp eğitimi ve bilimsel araştırma alanlarında da ilerici bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde sağlık hizmetlerinin merkezi, disiplinli ve planlı biçimde örgütlenmesinde askeri sağlık kurumları örnek olmuştur.
Türkiye’nin jeopolitik konumu ve güvenlik sorunları göz önüne alındığında, askeri hekimliğin yalnızca silahlı kuvvetlerin değil, tüm toplumun sağlık kapasitesini güçlendiren bir kurum olduğu ortaya çıkmaktadır. Sınır bölgelerinde, olağanüstü koşullarda, sık sık yaşadığımız deprem benzeri afetlerde hızla organize olabilen, deneyimli askeri sağlık sistemi, çağdaş devletin esas sorumluluklarından biri olarak değerlendirilmelidir. Bu kurumlar aynı zamanda görevli personelinin ve ailelerinin kendilerini........