Boş koltuk
Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer’le şu sıra kapalı gişe oynayan bir temsil var: Kel Diva…
“İletişimsizliği” irdeleyen absürt tiyatronun babası ünlü Fransız yazar Eugène Ionesco’nun ’50 li yıllarda yazdığı bir eser Kel Diva.
Ionesco’nun Kel Diva ile aynı dönemde yazdığı bir başyapıt daha bulunuyor: Sandalyeler/Les Chaises.
1952’de ilk kez Paris’te sahnelenen eser Eski Kıta’da pandemi sonrasnda yeniden keşfedildi ve farklı yorumlarla izleyici ile buluştu.
Özel-Erdoğan görüşmesinde baş köşeye boş koltuk yerleştirilince ister istemez aklıma Ionesco’nun Sandalyeler’i geldi.
Tiyatroda devrim yaratan yazarın “trajik güldürü”sünde sahnede sadece boş sandalyeler vardır.
Boş beklentilerin ifadesi olan boş sandalyeler özetle, tarihi zirvede olduğu gibi başroldedir.
Bir yaşlı karı koca, karşılayacakları konuklar için hazırladıkları boş sandalyeler arasında gelmişlerini, geçmişlerini, olabilecekken olmamış ve olamamış gerçekliklerini tartışırlar. Ve hayali konuklarını aslında fiziken dolmayan sandalyeler üzerinde sanal biçimde eylerler. Bu sürede aslında hep insanlığa umut verecek bir mesajcı beklemektedirler.
İzleyici bütün bu olan biteni kollektif bir hezeyan/sanrının parçası gibi yaşar.
Özel-Erdoğan buluşmasını, elde değil bire işte böyle bir “Sandalyeler” duygusuyla izledim.
Zirve’nin boş koltuğu, Ionesco’nun boş “Sandalyeler”ini çağırır gibiydi.
Bizler de umutlarımız adına “kurtarıcı mesajlar” yüklediğimiz yeni genel başkan Özgür Özel’in büyük çıkışına bel bağlamıştık.
Ama o da ne?
Erdoğan’la........
© Cumhuriyet
visit website