menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2026’yı beklerken...

39 1
yesterday

Capranica Meydanı’ndaki dev Noel ağacı, kilisenin çatısına kadar yükseliyor. Dört-beş katlı bina boyunda neredeyse... O kerte büyük. Altın rengi süslemeleri ve ışık seliyle de göz kamaştırıyor.

Etrafında ne var ki kimseler yok. Gri gökyüzü ve yağmur altında, ormandaki bir çam ağacı kadar yalnız. Ağaç var ama neşeden eser yok.

Roma’dan Noel günü, bu atmosferde ayrıldım.

Repubblica gazetesinin başyazarı Ezio Mauro, “çizme”deki genelgeçer ortam baştan sona böyle olduğu için; “Noel ışıkları ve hele de yeni yıl adına iyilik dilekleri, takvim ile ruh halimiz arasında böylesine büyük bir makas açmamıştı. Bu ritüeller hiçbir zaman, bu yıl olduğu kadar isabetsiz görünmemişti” diye yazıyor ve özetle şöyle devam ediyor:

“Tükettiğimiz dünya hâlâ modernliğin, keşfin, değişimin kisvesi altında ama iç dünyalarımız tutuk, tekinsiz, kırılgan, zamanın dışında bir bekleyişte. Tedirginliğin kaynağı yalnız denetim dışına çıkan ‘an’dan, ‘şimdi’ den kaynaklanmıyor. Gelecek de bir vaat değil, artık tehdit şeklinde algılanıyor. Gelecek, düşünsel olarak hâkim olabildiğimiz, dolayısıyla yön verebileceğimiz bir olgu olmaktan çıktı. Fırsattan çok risk diye baktığımız, teknolojik ilerlemeden bile (mesela yapay zekâ!) çekiniyoruz. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez ufuk çizgisi bizden uzaklaşıyor ve belirsizleşiyor.”

Işıl ışıl parlasa da etrafına bayram havası saçmayan Noel ağacının ardındaki ruh hali bundan daha iyi özetlenemez.

Pandemide bile durum böyle değildi.

Hatırlıyorum, Roma’nın en merkezi meydanı Piazza di Spagna’da Dante’nin meşhur “Ve böylece yeryüzüne çıkıp yeniden yıldızları........

© Cumhuriyet