Emperyalizmin kanlı savaşlar ve sömürü üreten kıyma makinesinin son kullanım tarihi yok. Otomatik ve zamansız. Ancak hükmünü dayattığı ülkelerde birilerinin içeriden düğmeye basması gerekiyor. O birilerini de kolayca buluyor. Reklam yapıyor, kandırıyor, genellikle de satın alıyor kimi büyük, kimi küçük işbirlikçilerin parmaklarını...
Düğmeye basan parmaklar, milliyetçilik, din ve mezhep eldivenleri takıyor. Afrika, Ortadoğu, Çin ve Güney Amerika tarihi; kölelikten sömürgeciliğe kadar temeli kan ve savaşlarla atılan emperyalizmin kanlı sicili.
Ege’nin ve Anadolu’nun 1915 ile 1922 yılları arasındaki tarih süreci de emperyalizmin genel hatlarına uygun gelişiyor. Ama çok ilginç gelişiyor. Şöyle ki:
O sırada (aslında hâlâ!) emperyalizmin ağa babası İngiltere. Müttefikleri Fransa, İtalya ve elbette ABD. Ama İngiltere özellikle planlama, bölüştürme ve uygulamada başı çekiyor.
Hem Yunanistan’ı İzmir ve çevresi için boş bir Hellenizm düşüyle Anadolu’ya sevk ediyor hem de İstanbul’daki işbirlikçisi Osmanlı yönetimine işgali savunmak ve diğer yandaşlarının, yani Fransızların, İtalyanların parsadaki paylarını korumak görevini veriyor.
1918’de Yunanistan ile Osmanlı’yı ayıran denizlerin bir yakasında Kral II. Konstantin ve siyasi uzantısı Venizelos ile yandaşları var. Öteki yakasında Padişah Vahdettin ve siyasi uzantısı Damat Ferit ile yandaşları.
İki tarafın da patronu ve beyni İngiltere. Atina’daki kuklaları,........