Cumhuriyete doğru

1 Mart 1921 günüydü. Kurtuluş Savaşı’nın en kritik muharebeleri sürüyordu. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, düzenli ordudan önce kurulan Büyük Millet Meclisi’nin ikinci çalışma yılını şu sözlerle açtı:

Baylar!

Batıda Yunanlılar, güneyde Fransızlar, onların silahlandırdığı güney Ermenileri, doğuda Ermeni birlikleri, işgal bölgelerinde sınır boylarında İslam halka yapmadıklarını bırakmıyorlardı.

Yağmaları, sürmeleri, öldürmeler kovalıyordu. Yunanlılar birçok birliğimizin bu başkaldırılar, bu ayaklanmalarla uğraştığı ve daha düzgün bir ulusal ordunun da kurulamadığı bir sırada, yerli ve gönüllü birliklerle savunulan Batı cephemize saldırdılar.

Bu saldırıların sonuçları acıklı ve korkunç oldu. Ama ulusa, hangi korkunç geleceklerle karşı karşıya olduğunu gösterip toptan savunma yolunda toparlanmayı sağladı.

Gerçekten de mütareke sonunda, düşmanlarımızın silahlarını ellerinden aldığı, varlıklarını silip dağıttığı orduları az zamanda yeniden kurduk, silahlandırdık.

Bugün her cephede başarı ile savaşan, yurt savunmasının ne demek olduğunu candan kavramış ordularımız var.

Bu ordularla doğuda Ermenistan zaferini (1920) kazandık. Batıda Yunanlıları yenmesini bildik. Doğu ordumuzun etkinliği bizim ulusal isteklerimizin başında gelen Kars’ı, Ardahan’ı ve Artvin’i geri almamızı sağladı.

Ordularımız, ülkemizi korumak ve tam bağımsızlığımızı kollamak gücünde olduklarını gerektiğinde ispat etmeye hazırdırlar.

Geçen yılın (1920) bize getirdiği en uğursuz yıkım, Sevr Antlaşması’ydı. Bugün........

© Cumhuriyet