Biraz daha düşününce

Londra ve Paris üniversitelerinin takımları Akademisyenler Arası Dünya Futbol Şampiyonası finaline kalmışlar. Maç öncesinde İngiliz takımının teknik direktörü üniversitenin rektörüne gitmiş:

“Bizim takım biraz zayıf kalacak” demiş. “Eski milli takım kaptanımız David Beckham var, onu bizim spor akademisine hoca yapsak, sonra da takıma alsak. Beckham hâlâ canavar gibi Fransız hocaların takımını tek başına dağıtır.”

“İyi fikir” demiş rektör. “Hemen gereğini yapalım.”

Böylece Beckham takıma girmiş, ancak İngiliz takımı fena halde yenilmekten kurtulamamış.

Rektör, teknik direktöre sormuş:

“Nasıl oldu da biz yenildik? Profesör Beckham Hoca oynamadı mı?”

“Oynamaz olur mu, oynadı” demiş antrenör. “Ama Fransız takımında da Profesör Mbappé ile Profesör Dembélé hocalar vardı.”

İşte, takım oyununu bırakıp yıldızlarla yola çıkmaya kalkarsak ara sıra böyle şeyler başımıza gelebiliyor.

Bir sahil kasabamızda marketleri gezmiş, ürünlerimizin raflardaki sunumuna bakmış, market sahipleriyle konuşmuş ve şikâyet konularını aktarmak için İpek Kağıt şirketimizin genel müdürü Baki Gökçümen’i aramıştım. Yaz aylarında benim telefonlarıma alışık olan Baki, belli ki hazırlığını yapmıştı:

“Nasıl olur Bülent Bey” dedi. “Biz Göcek’teki bütün marketlerde stoklarımızı ve raflardaki durumu kontrol ettik.”

“Ben Göcek’te değilim Baki, Fethiye’deyim.”

“Ama olmaz ki Bülent Bey, siz koy........

© Cumhuriyet