Bir vasiyetin ağırlığı |
“ Toplum olarak fikir-düşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır: Din adamı ve aydın!
İlk sorumluluk din adamının omuzlarındadır, çünkü gerçek aydının yetişmesine o engel olmuştur. İnsan beyninin işler hale girmesinden en ziyade ürken bir sınıf olarak din adamları, aklın özgürlüğe kavuşmasına ve akılcı düşüncenin oluşmasına karşı çıkabilmek için şeytanın bile bulamayacağı kurnazlıkları ve kötülükleri düşünebilir olmuşlardır...”
2010 yılında “sürgünde” yitirdiğimiz Prof.Dr. İlhan Arsel’in 1977 yılında yazdığı Toplumsal Geriliklerimizin Sorumluları, Din Adamları (Kaynak Yayınları, 1996) adlı yapıtı yukarıdaki saptamayla başlar.
İlhan Arsel’in 48 yıl önce yazdıklarını bugün yaşadığımız açık değil midir?
Atatürk’ün öngördüğü gibi Türkiye’nin bugün içinde boğulduğu gaflet, dalalet ve hatta hıyanetin başında; 1950’li yıllarda yetişen en büyük düşünürlerden biri, uluslararası değerde bir hukuk bilginiydi, İlhan Arsel.
Ömrü, gericilikten nemalanan iktidar yağdanlıkları ve sahte aydınlarla savaşmak ve cehaletin kuşatması altındaki halkı aydınlatmaya çalışmakla geçti. Ölümle tehdit edildi, mahkemelerde süründürüldü, her biri bir kitaplık kadar yoğun, özgür ve bağımsız birer bilgi kaynağı olan araştırmalarını bastıracak yayınevi bulmakta, ne........