“İçinde yaşamasak epey eğlenceli ülke” ifadesi son yıllarda yeniden popüler halde. Bir de “Güleriz ağlanacak halimize” deyişi vardır ki bu coğrafyada yaşanan trajikomikliği, tezatlıkları tam da en ince yerinden anlatır. Daha yeni yılın ilk günlerine yansıyan haberlere bakınca “2025 daha kolay geçer mi acaba” gibi iyimser bakış havada asılı kalıverdi. Asgari ücrete, emekliye gelen zam oranına karşın gıda, barınma gibi temel ihtiyaç harcamalarındaki yükseliş ortada. Vergilere zam yağmuru devam ediyor. Kredi borçları katlanıyor. KOBİ’lerde sıkıntılarla birlikte istihdam verileri konusunda kaygılar artıyor. Sağlık ve gıda güvenliği konularında tartışmalar sürüyor. Emekçi, emeklinin haklı isyanı meydanlarda yankılanıyor ancak iktidar cephesi bu sesleri duymamak için iç-dış ortaya karışık bir siyaset topu çevirip duruyor.
MHP liderinin “Öcalan açılımıyla” birlikte DEM heyeti İmralı ziyareti sonrası siyasi partilerle görüşme trafiğini de başlattı. Ama yol haritasının, Suriye denklemini de içine alacak şekilde, yansımalarının ne olacağına ilişkin soru işaretleri çok.
Terör örgütü ve emperyalist destekçilerinin geçmişte izlediği tutumdan, Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalma hesaplarıyla yeni anayasa için DEM ve diğer muhalefet partilerini masaya çekme çabasına, “BOP” gibi küresel kirli oyunlar içinde Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerden “ümmetçi, yeni Osmanlıcı” tuzaklara, Suriye üzerinden........