Gemi battı batacak!

İzmir yangını!

Hayvan katliamları!

Çöp olan ürünler!

Susuz Hatay!

Ve çaresizce çırpınan sen, ben, o!

Sevgili okurlarım, size de öyle geliyor mu? Ben sürekli batan bir gemide olduğumu düşünüyorum ama geminin batmaması için önlemler alması gerekenlerin ister iktidar ister muhalefet olsun hiçbir şey yapmadığını da görüyorum. Kaptan köşkünde bulunması gerekenler çoktan gemiyi terk etmiş. Kimse ne yapacağını bilmeden ortalıkta dolanıyor, alt katta çalışanlar çoktan kaçmış. Geminin takviye sandalları zenginler tarafından işgal edilmiş. Ellerinde dolar ve altın dolu torbalarıyla kıyıya ulaşmak istiyorlar ama nafile, kıyı çok uzakta. Yazdıklarımdan belli ki yazarınız artık umut diye bir bilinmeze sığınamıyor. Geminin tümüyle batmasını bekliyor.

Beklerken aklıma bütün felaket filmleri geliyor. Örneğin Wim Wenders’in Dünyanın Sonuna Kadar filmi geliyor. Hiç unutmadım. Konu şöyleydi, dünyada büyük bir iklim felaketi olmuş ve milyonlarca insan ölmüştü. Geriye kalanlardan bir grup su arıyordu. Altının, güzel giysilerin, lüks arabaların ömrü çoktan bitmişti. İllaki su!

Düşünsenize su zengini filan değiliz ve iklim değiştikçe yanlış planlamadan sulama yapıldıkça suyumuz bitiyor bu beni en çok korkutan şey. 24 saat susuz kalırsanız delirmeye başlarsınız. Neyse henüz batmakta olan gemide su var. Şimdilik.

Gemi usul usul batıyor demiştim.........

© Cumhuriyet