Oliver Sacks’tan yolu geçmek...
Sizi bir bakış, duyuş, sezgiyle karşılar Sacks. Her bir anlatısında karşınıza çıkan yeni/özgün düşünceler bir yanıyla hayatı sorgulamaya, öte yanıyla da kendinizle (ve her şeyle) yüzleşmeye çağırır.
Evet, çağrısı olana bir anlatıcıdır Oliver Sacks.
Bir bilim insanı. Deneyimlediği bir hayat, bilme/öğrenme tutkusu, sağaltım bilinci/ bilgisi onu yazıya taşıyor.
Ne büyük zenginlik, insanlık/evren için...
Gördüğü, gösterdiği her bir şey size dokunur. Yeni pencereler açar zihninizde, hayatınızın akışında.
Onun, kendisini taşıdığı 80. yaş dönümünde kaleme aldığı “Cıva” metnindeki şu sözleri durduruyor beni:
“Çoğu zaman hayatın daha yeni başlamak üzere olduğunu hissediyorum…”
Zamanı bir anlık durduran, kendine baktıran bakış... Elbette orada kalmıyor, ilerliyorsunuz. Bilmek sizi her daim başkalaştırır, yaşama sevincini/direncini, hayatı ölüme karşı savunma biçimlerini öğretir.
Dostum, sevgilim 50. yaşında ilk kez ülkemizin en uç kentlerine; Van’a, Hakkâri’ye yolculuğa çıkmıştı.
“Bu coğrafyayı keşfetmekte meğer ne kadar geç kalmışım” diyordu.
Bense, yaşamda geç kalınmış hiçbir şeyin olmadığını; oraları görmenin, gitmenin zamanı geldiği için gittiğini düşünüyordum.
Her şeye yetişemeyiz, ulaşamayız. İçinizde diri tuttuğunuz “genç olma hali” sizde her an her şeye gidebilme, bunları düşleyebilme bakışı/bilinci oluşturur.
Sacks’ın düşüncelerinde bunu görmek sizi........
© Cumhuriyet
visit website