menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Sen bana neler öğrettin?’

30 2
03.12.2024

“Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.” Sait Faik Abasıyanık

Görmediğiniz güzellikten söz edeceğim size. Yaşayıp da hissetmediğiniz. Belki günün birinde bir insana doğru yürürken dönüp bakabileceğiniz...

Şimdi neler okuyorsunuz bilemiyorum. Sonrasında da okuyup okuyamayacağınızı da pek kestiremiyorum. Gene de yazmak, anlatmak istiyorum size.

Şuradan başlayalım, gelin:

Sait Faik, Balzac’tan söz ettiği “Kaşıkadası’ndan Mektuplar” öyküsünde, ona serzenişte bulunarak şöyle diyordu: “Balzac’ın müfrit (aşırı) hayatı! Sen bana neler öğrettin?”

Kuşkusuz her birimizin hayatında böylesi yanlar vardır. Öğretirken öğreniriz de. Yaşarken de bunu bazen görür, bazen de ıskalarız. Tıpkı sizinle o adaya gidip gördüklerimiz, dönerken de konuş(a) madıklarımız gibi.

“Sevgiliye Mektup” öyküsünü severdim onun. İlkgençlik yıllarında belleğimde derin izler bırakmıştı.

Şimdi, dönüyorum gene Sait Faik’e.

Hiçbir şey yapamazsanız da dönüp onun “Gün Ola Harman Ola” öyküsünü okumanızı öneririm. “Haritada Bir Nokta”yı okumuş olmalısınız mutlaka. Sonra da kendinize verilmiş sözlerinizi hatırlayın isterim. Bir hayatın başka bir hayatla nasıl güzelleşebileceğini örneğin. İnsana inanmanın, güvenmenin, yol arkadaşlığının taşıdığı anlamı düşünün isterim.

Ah! O “Sevgiliye Mektup”, nasıl da delice bir........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play