Kesinlikle çok yaşamak marifet değil. Aklı başında yaşayabilmek, nezaketini koruyabilmek, yaşamla bağını kopartmamak ve kendinden gençlerin hep ilgi odağı olabilmek önemli. 28 Eylül’de 103 yaşına basacak olan değerli bestecimiz, hocamız, sevgili İlhan Usmanbaş gibi, dostları ile sohbet edebilmek, espriler yapabilmek hatta bazı sessiz anlarında “Acaba hâlâ bir şeyler mi besteliyor?” merakını uyandırabilmek.
Ben İlhan Bey için üç ayrı kitap yazmıştım. Sevda Cenap Vakfı’ndan çıkan “Yeninin Peşindeki Bağdar” (1994); YKY’den çıkan “İlhan Usmanbaş/Ölümsüz Deniz Taşlarıydı” (2000); yine YKY’den çıkan ve iki CD ekinde sesini ve yapıtlarını içeren bir başka versiyon (2011). İlhan Bey bu son kitabımızın imza gününde bir kitap da bana imzalamıştı: “Sevgili Evin, İlhan Usmanbaş diye birini tanımıyorum. Kitabı okuduktan sonra belki tanırım (25/2/2011)”.
Değerli eşi opera sanatçısı soprano Atıfet Usmanbaş ile bir süre önce Ayvalık’taki evlerini Darüşşafaka’ya bağışlayıp Darüşşafaka Maltepe Rezidansı’na taşınmışlardı. Kendilerini hem rezidans yetkililerine hem de yıllardır onların kızı gibi olmuş yardımcıları Nihal Yıldız’ın emin ellerine teslim etmişlerdi. Atıfet Hanım 3 Şubat 2022’de ilk COVID kurbanlarından oldu. 74 yıl birlikte yaşamışlar, birbirlerinin üstüne titremişlerdi. Atıfet Hanım 25 yıl boyunca genç kuşak operacıları eğitmiş, aralarında Zehra Yıldız (1956-1997) gibi Avrupa’nın nice sahnesinde üne kavuşmuş sanatçılar yetiştirmişti. İlhan Bey bu büyük acıyı nasıl atlatır, diye kaygılıydık. Ama o, yaşının verdiği olgunlukla, Hasan Uçarsu, Özkan Manav, İpek Mine Sonakın, Mehmet Nemutlu, Ahmet Altınel ve Kıvılcım........© Cumhuriyet